Etiket arşivi: kedi

NEREYE BAKSAM İÇİM ACIYOR

nereye baksam içim acıyr

Toplum olarak neredeyse çıldırma, delirme noktasındayız, suyun donma noktası 0 °c iken insanın delirme noktamız nedir acaba.

 

Ruhsal anlamda mutlu olan var mı?

 

Haberleri izlemek bile başlı başına delirmek için yeterli neden olabilir.  Gün geçmiyor ki kötü, olumsuz bir haber olmasın haber bültenlerinde.

 

Patlamalar, yangınlar, kavgalar, tekmelemeler, tecavüzler, kurşunlamalar, trafik kazaları ve binlerce masumun ölümü, yaralanması veya sakat kalması ile sonuçlanan olaylar.

 

Gel de delirme.

 

İnsanlara acımaktan hayvanlara acıyacak hal mi kaldı diyen bir çok insanın vicdanı ile yaşama tutunan sokak hayvanları…

 

Şiddet görüyorlar, yavru iken karda kışta ormanlara ıssız yerlere ölsün diye terk ediliyorlar.

 

Barınağı, veteriner hekimliği olmayan belediye araçlarına bindirilip bilinmeze götürülüyorlar, dağ başlarında aç susuz bir avuç yardım getiren insandan medet umuyorlar.

 

Şanslı olanlar ise kulaklarında küpelerle çöp konteynırlarının yanında yaşam mücadelesi veriyorken çoğu kez araç çarpması ile kısacık ömürlerini tamamlayamıyorlar.

 

Köy yada kırsal alanlarda yaşam mücadelesi verenler ise zehirli et parçası ile saatlerce süren çırpınma ile ölüyorlar yada deli bir muhtarın tabancasından mermi, aklı bozuk bir adamın av tüfeğinden çıkan saçma ile ölüyorlar.

 

Bazen de daha can bendende çıkmadan belediye’nin çöp kamyonuna atılıp canlı canlı presleniyorlar.

 

Yaşamayı başaranlar ise, vicdansız sahipleri var ise şiddet görüyorlar, araçların arkasına bağlanıp sürükleniyorlar, sahipsiz iseler bu kış gününde soğuktan ölmemek için yaşam mücadelesi veriyorlar.

 

Kışın köpekler 17 saat, kediler ise 6 saat aç kalırsa donarak ölürler.  Kışın hem barınmaya, hem mamaya, hem de suya ihtiyaç duyarlar.

 

Ölen masum insanlar ve çocuklar, yaşam hakkı elinden alınan sokak hayvanları.

 

Nereye baksam içim acıyor…

 

Fedai Çakır

14 Aralık 2016, İstanbul

CÜMLESİNDE KEDİ BESLEYEN İNSANLARI SEVİYORUM

kedi Chanel

Kedi seven / Kedi besleyen insanların ortak özelliklerinden bir kaçı bulundukları ortam da kedileri ile geçirdikleri tatlı anıları anlatmakla geçer. Nasıl kedisinin göğsüne başını koyup yattığını, sabah yüzünü yalayarak yada üstünde mıkır mıkr mıkırdayarak nasıl onu uyandırdığını, ben neredeysem orada diyerek kedisine olan hayranlıklarını anlatırlar.

Kedi besleyen biri cümlelerine  bu gün tepemdeydi, kapıların koltukların üstünden inmiyor benim yaramaz derken kedi beslemeyen insanların anlatacakları çok şeyleri yoktur aslında.

Torun yada çocukları olanları da anlatacak bir şeyleri olmayanlar kategorisine almamak lazım. Onlar nasıl kedici bir anne baba kedisini anlatıyorsa onlarda bebeklerini yada torunlarını anlatıyorlar. Tarafsız olarak kedi besleyen, bebeği torunları olanları incelerseniz sevgilerinin sonsuzluğuna ve anlatırken nasılda kendilerini kaptırdıklarını şahit olabilirsiniz.

Açıkçası ben bu kategoride olan insanlarla ahbaplık yapmayı onları dinlemeyi seviyorum. Yoksa bütün gün siyaset dinlemek zorunda kalacağım.

Siyaset dedim de;

Çevrem de geleceğe umutla bakan hiçbir genç görmez oldum, umutsuz gençlerimi? dinleyeyim.

Siyasilerden umutla bahseden yetişkinde de görmüyorum. (Fanatik siyasetçileri ayrı tutuyorum. Onlar için her daim her şey iyidir). Siyasilerden umudunu kaybetmiş yetişkinlerimi? dinleyecektim.

Irak ve Suriye’de, içerde doğuda terör örgütü ile şehirlerde de ise yapılabilecek yapılan eylemlerle savaşırken her şeyin güllük gülistanlıkmış gibi ülkenin diğer şehirlerinde yaşayan insanlarımı? dinleyecektim.

Her gün şehit haberleri gelirken, “polis, asker ölmek için para alıyor” düşüncesine sahip vicdan yoksunu insanlarımı? dinleyeceğim.

Bu konuları beğenmediyseniz birde şunları dinleyebilirisiniz / izleyebilirsiniz.

Hükümetten nemalanmak için  ortaya çıkan süslümanları.

Süslümanları gıcık olan sözde laikleri

Müslümanlıktan ve Laiklikten bi haber olan cahillikleri ile prim yapanları,

Hiç yaşamayı bilmeyip de bir ev bir arabayı zenginlik sanıp senin şunun var benim bunun var diyen görgüsüzleri,

İnandığı inancı, siyasi görüşü illa sana da inandırmaya çalışan dinlemeyi bilmeyen sadece konuşanları,

Bir zamanlar yakınlığı yada sempatizanlığı ile cemaatlere olan ilgisini gizlemek için FETÖ düşmanı kesilen sahtekarları,

Ben mi ne dinliyorum şu an.

Yurt dışında yaşayan bir ağabeyimizin kaç dairesi olduğunu.

Haklıyım değil mi?  Cümlesinde KEDİ besleyen insanları sevmekte.

Fedai çakır

20 Ekim 2016, İstanbul

KUMRULARA SORDUM

Sigircik-Dansi-11-750x350Şu an oturduğum eve büyük Marmara depreminden sonra taşınmıştım. Depremden sonra yapılan evlerin daha sağlam olduğunu hepimizin öğrendiği yeni bilginin verdiği bir taşınmaydı bu.

Evin başlıca özelliklerinden biri yeni yapılmış olması ve ilk kiracısı benim olmam. Bunun dışında arka tarafı Kuzeye bakmasıdır.  Kışın Kuzeyden esen rüzgarlar evin ısınma sistemini yetersiz bırakabilir ev soğuk olur diye o tarafın pencerelerine pervazlar yaptırmışlar. İplerinden çekince tüm pencere bir anda kapanıyor  ve evin içi bırakın soğuk almayı ışık bile almıyor.

Gel zaman git zaman derken Kuzeye bakan yatak odamın davetsiz misafirleri oluşmaya başladı. Uzun gagalı, siyah tüylü, çok ses çıkaran emin olamamakla beraber gökyüzünde dans eden sığırcık türü kuşlardı bunlar. Ben bu kuşlara Eyüp Sultan’da akşam gün batımında gökyüzünde yaptıkları danslardan bilirim.

Penceremin pervazına yuva yapan bu kuşların yuvalarını pervazın iç mekanizmasına yaptıklarından o günden sonra yuvaları bozulmasın diye o pervazlar bir daha aşağı yukarı çekilmediler. Bir kısmı açık bir kısmı kapalı yarım yamalak hala durmaktadırlar.

Baharın gelişinin müjdelendiği günlerde bu misafirlerim her yıl artarak, penceremi ziyaret etmeye başladılar. Günün aydınlanmaya başladığı saatlerde yatak odamda onların şakırdamasıyla güne erken başlıyorum. Kuşları elbette tek takip eden ben değilim. 10 yıldır hayat arkadaşım, kedim Chanel’de sabahın ilk ışıklarında onları izliyor. Tabi izleme şartlarımız ayrı. O içinde ki avcılık güdüsü ile izlerken ben sevgi ile onların üreyip doğaya geri dönmelerini takip ediyorum.

Sığırcık kuşlarının yatak odamın penceresini işgal etmelerinden birkaç yıl sonra bir sabah yine Kuzeye bakan mutfak penceremin iki güzel misafirinin olduğunu fark ettim. Bunlar bir çift Kumru kuşuydu.

Sığırcık kuşlarının cazgır çığırtkan, hızlı, ürkek öfkeli yapılarına karşım bu iki Kumru son derece nazik, soylu, asil ve sessiz yapıya sahipti. Sesini günde birkaç kez eşini çağırırken duyabiliyordum. Oda muhteşem bir beste tadındaydı.

Mutfağı sık sık kullanma ihtiyacımdan dolayı cama ister istemez çok yaklaşmak zorunda kalıyor ama asla onlar oradayken pencereyi açmıyordum. Her cama yaklaştığımda yumurtasının üstünde yatan çiftlerden biri ile göz göze geliyor, sevgi ile birbirimize bakıyorduk. İşte ilk sene beraberce yavruyu büyütüp penceremden uçma zevkini yaşamıştım.

Sonra yıl kışa ve tekrar bahara döndüğünde yine aynı çiftin pencereme geldiğine şahit olmuştum. Gözlerinden onları tanıdığımı söylesem abartmış olmam. O sene iki yumurta yapmışlardı ama üzücü bir şekilde bir zaman sonra yumurtalardan birinden yavrunun ölü çıktığını gördüm diğerini de terk mi? etmişlerdi anlayamadım. Çok üzülmüştüm kafamda bin bir düşünceler dolaşıyordu. Onları yakından tanımak istemiştim.

Tanıdıkça ne muhteşem kuşlar olduğunu anladım, onlar aşk’ı, sevgiyi, aile olmayı temsil eden bir türdü.

Yaptığım araştırmalarda kumruların tek eşli olmalarına, bırakın tek eşliği eşi ölenin bir daha başka eşe sahip olmadığına, yuvalarını her zaman aynı yerde yapıp çocuk kumruları hep güven duydukları o olanda yetiştirdiklerini öğrendikçe şaşkınlığımı gizleyemedim.

Kumrular aşk’ın sevginin, aile olmanın temsili idi benim için.

Yine kışa dönüp, baharın gelmesiyle önce sığırcıklar pencereme gelmişlerdi, sonra ise iki kumrum. O bahar bir yavru büyüttük mutfağımın penceresinde göz göze gelerek. Sonra onların bir yılı daha yaşamak için uzaklaşmalarını seyrettim.

kumru

Bir haftadır sığırcıklarım daha gürültülü ve kalabalık olarak yatak odamın penceresinde sabahları bizi uyandırıyorlar, bu gün ise gagasında birkaç dal parçası ile mutfağımın penceresindeydi kumrularım.

Bu sende de ayrılmamış benim Kumrucuklarım….

Birde aman diyeyim Kumruları vurmayın, onlar eşlerine bağlıdırlar unutmayın. Etini yememek daha iyidir. Bir lokma et için, eşinin ömür boyu mutsuz olmasına sebep olmuş olursunuz.

Not: Çok hoş bir Kumrular üzerine bir yazı da paylaşmak isterim. ESAT SÖNMEZ yazmış kendisini tanımam ama oda benim gibi Kurularla yaşamış. http://blog.milliyet.com.tr/bu-bir-kumru-oykusudur/Blog/?BlogNo=65293

Fedai Çakır

3 Nisan 2016, İstanbul

Zeki Müren’den birde şarkı dinleyelim.

Hayvan hakkı ihlali “suç” sayılacak

1459673933727Eroğlu, “Meclise sunacağımız yeni kanun tasarısının taslağı hazır. Kanunu Meclisten hızlı bir şekilde geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Hayvanları Koruma Kanunu‘ndaki bazı fiillerin kabahat kapsamından çıkarılarak suç kapsamına alınacağını ve hapis cezası getirileceğini belirterek, “Meclise sunacağımız yeni kanun tasarısının taslağı hazır. Kanunu bu yıl içerisinde Meclisten hızlı bir şekilde geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Eroğlu, yaptığı açıklamada, hayvanların korunması ile ilgili düzenlemelerde, hayvan hakkı ihlallerine ilişkin bazı cezaların yetersiz olduğunu söyledi. Eroğlu, bu nedenle hayvanlara kötü muamelenin kabahat olmaktan çıkarılarak suç kapsamına alınmasının önemine işaret etti.

Hayvan haklarının bir toplum meselesi olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Eroğlu, “Kedi, köpek öldürmek cezasız bırakılmamalı” ifadesini kullandı.

Eroğlu, 64. Hükümet’in bir yıl içinde gerçekleştirilecek reformları içinde yer alan “Hayvan hakları en geniş hukuki çerçevede korunacak” maddesi kapsamında öncelikle hayvanlara kötü muamelenin önleneceğini belirtti.

Veysel Eroğlu, şunları kaydetti:

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu‘nda, hayvan hakları ihlallerine karşı uygulanacak cezaların caydırıcı olması maksadıyla bazı fiiller kabahat kapsamından çıkarılarak suç kapsamına alınacak ve hapis cezası getirilecek.

Daha önce hazırlamış olduğumuz kanun taslağı geçen yıl seçim dönemine gelmesinden ve Meclisin çalışmamasından dolayı kanunlaşamamıştı. Şu an için Meclise sunacağımız yeni kanun tasarısı taslağı hazır.

Bu kanunu hayvanları en iyi şekilde koruyacak şekilde hazırladık. Kanunu Meclisten hızlı bir şekilde geçirmeyi hedefliyoruz.”

 

Kaynak: Sabah.com.tr

Miyavlarla Birlikte Yaşamak

“Kedi severleri her zaman her insan anlayamaz. Bir kedi sever kedisini kendi çocuğundan ayırmaz, kendi çocuğuna duyduğu sevgiyi ve ilgiyi alakayı kedisini de gösterir.” Kedi babası yazar yönetmen Fedai Çakır‘ın bu sözlerini kanıtlarcasına Rus illüstratör Lingvistov‘un çizimleriyle bu kedisel dünyanın derinliklerine inelim.

Kedilerle yaşayanlar bilir, sen kedinin sahibi olmazsın; kedi senin sahibindir.

Canı ister gelir göbişini okşatır, o kadar yırtınırız sevmek için ama poposunu kaldırıp yanımıza gelmez. Kumunu temizleriz tüm pis kokuları göze alıp, gelir teşekkür eder gibi mırnavlaya mırnavlaya kafasını sürtmeye başlar.

Kedilerin ne zaman ne yapacağını asla kestiremezsiniz. Ama şunu çok iyi bilirsiniz; onlar duygularını bizler gibi gizleyemediği için yalan söyleyemezler. Ne hissederlerse onu miyavlarlar.

Ha bi de miyavlarımıza kocaman sarılalım! Buyurunuz.

kedilerle-yaşamak-patiliyo

kedilerle-yaşamak-patiliyo-1

kedilerle-yaşamak-patiliyo-2

kedilerle-yaşamak-patiliyo-3

kedilerle-yaşamak-patiliyo-4

kedilerle-yaşamak-patiliyo-5

kedilerle-yaşamak-patiliyo-6

kedilerle-yaşamak-patiliyo-8 kedilerle-yaşamak-patiliyo-9

kedilerle-yaşamak-patiliyo-10

kedilerle-yaşamak-patiliyo-11

kedilerle-yaşamak-patiliyo-13

kedilerle-yaşamak-patiliyo-14

kedilerle-yaşamak-patiliyo-15

kedilerle-yaşamak-patiliyo-16 (1)

kedilerle-yaşamak-patiliyo-16

kedilerle-yaşamak-patiliyo-18

kedilerle-yaşamak-patiliyo-19

 

Kaynak:

1- https://www.facebook.com/lingvistov

2- http://www.patiliyo.com/

KEDİ VE KÖPEK ZEHİRLENMESİ ve YAPILMASI GEREKENLER

eskisehirde15_kopek_zehirlenerek_olduruldu_h73282
Vahşi şekilde vicdan yoksulu insanlar tarafından yaşanan zehirlenmeler başta gelmek üzere sevgili can dostlarımızn zehirlenme durumunda çaresiz kalmaktayız. Adana’dan Veterine Serdar Sayar bu konuda güzel bir makale kaleme almış. Sadece insan eli ile değil ev kazaları da olmak üzere bir çok zehirlenme karşısında ne yapamız gerektiğini bilmek bir can kurtarabilir.

KEDİ VE KÖPEK ZEHİRLENMESİ ve YAPILMASI GEREKENLER

Kedi ve köpek gibi evcil hayvanların zehirlenmeleri dikkatsizlik sonucu olmaktadır. Evlerin temizliğinde kullanılan kimyasal içerikli sıvılar, fare,böcekler gibi haşerelerin ilaçlanmasındaki kullanılan zehirler,kokuşmuş gıdalar ve bekletilen çöpler zehirlenmelere sebep olmaktadır. Yaz aylarında ormanlık, otlu,çalılı arazide yenen bir bitki veya yılan sokması da nedenlerden sayılabilir. Genellikle av köpeklerinde yılan zehirlenmesi sıklıkla görülür. Fabrikalarda, işyerlerinde fare mücadelesinde kullanılan palet şeklindeki fare zehirlerinin köpekler tarafından yenilmesinden. Zehirlenerek ölmüş bir farenin kediler tarafından yenmesi. Bazı belediyelerin ve bazı sadist kişilerin kedi ve köpeklere zehirli et veya gıda maddesi vermeleri.

Kedi ve köpeklerdeki zehirlenme olayının öncelikle tanımlanması gerekmektedir. Zehirlenmenin tanınabilmesi şu koşullarla olanaklıdır.
1)Zehirin hayvan tarafından alındığının görülmüş olması.
2)Zehirin saptanmış olması.
3)Belirgin bir şekilde zehirlenmeyle ilgili klinik semptomlar gözlenmeli.
4)Hayvanın yediği yiyecek ve kaplarındaki artıklar toksikolojik muayeneye gönderilmelidir.

Kedi ve köpekler zehirlerin birçok muhtemel kaynağı vardır.
Bunlar:
İçerideki ve dışarıdaki birçok bitki.

Doktor reçetesiyle verilen birçok ilaçlar, bunlar hayvanlar için yazılıp yanlış miktarda verilmiş olabilir veya evdeki başka birine ait olup kazara hayvan tarafından yenebilir.

Temizlik sıvıları, antifriz, sıçan veya fare yemi karınca yemi ve diğer haşere ilaçları, bitki ilaçları kurşun bazlı boya ve kurutulmuş çiçek karışımı içeren ev kimyasalları.

Aketaminopen, aspirin veya ibrofen , parasetamol gibi reçetesiz ilaçlar.Özellikle kediler aspirine karşı aşırı duyarlılık gösterirler.

Pire tozları, spreyler şampuanlar ve antiparaziter solüsyonlar gibi güncel ürünler.

Karbon monoksit gibi solunan ürünler.

Çikolata ve küflenmiş peyniri içeren ev yiyecekleri.

Esrar, kokain, amfetamin ve alkol gibi ilaçlar.

ZEHİRLENME NEDENLERİ

Kazara yutma.
Hayvana kötü muamele.Öldürme amaçlı zehirleme.
İçeriğini anlamadan hayvana uygun olmaya ilaç verme.İnsanlara iyi geldiği düşünülüp,hayvanlara verilmesi.
Çikolata ve küflü peynir gibi hayvana zehirli olacak yiyecekler yeme.
Çöp yeme.
Fare gibi zararlılara karşı kullanılan yemleri yeme.
Yılan ,akrep sokması.

Veterinere danışmadan asla hayvana retçesin ilaç vermeyin. İnsanlara özel “İbrufen ve akteminopen, salisilik asit” gibi reçetesiz ilaçlar hayvanlar için zehirleyici olur.

115-vert4

ZEHİRLENME BELİRTİLERİ

Zehirler yenebilir, solunabilir veya deri yoluyla emilebilir. Zehirlenmenin belirtileri hemen görülebilir, saatler ya da günlerde alabilir.
Kusma veya ishal (kan ya da yutulan zehirden parçalar bulunur veya bulunmaz).
Felçler veya aşırı heyecan, titreme, depresyon, uyuşukluluk veya koma gibi diğer anormal zihinsel süreçler/ durumlar.
Salya akıtma (ağızda sulanma veya köpürme)
Şişmiş, kızarmış, tahriş olmuş deri ya da gözler.
Ağızda yaralar, dudakların veya derini yanması.
Ağız yada anüsten kan gelmesi veya herhangi bir vücut çürüğü.
Eve ya da bahçeye çiçek almadan önce hayvanlar için zehirleyici olan ve olmayan bitkileri veterinerinize sorun. Zararsızlığında emin olmadıkça her bitkinin zararlı olabileceğini fark edin.

ZEHİRLENMEDE İLK YARDIM

bodrumda-kopek-zehirlenmesi-zehirlenen-3-kopekten-1i-telef-oldu-IHA-20110422AY415059-2-t

1-Mukoza zar rengini kontrol edin . Belli zehirler renkte belli değişikliklere yol açar. Örneğin, kediler de akataminopen zehirlenmesi kahverengi mukoza zarı rengine yol açar ve parlak kırmızı mukoza zarı rengi karbon monoksit zehirlenmelerinde oluşur.
2-Kılcal geri doldurma zamanını kontrol edin.
4-Hayvanın zihinsel durumunu kontrol edin, felçler, artmış heyecan, düzensizlik, depresyon veya komanın olup olmadığına bakın.
5-Veterinerinize veya veteriner acil durum kliniğini arayın. Mümkünse aşağıdaki bilgileri hazırda bulundurun.
Zehİrin gerçek adı.(Zehirin prospektüsünü saklayın.)
Hayvanın ne kadar yediği ya da maruz kaldığı.
Maruz kalma veya yutma ne kadar önce oluştuğu.
Hayvanın hayat belirtileri (Isı, kalp oranı, soluma oranı, kılcal geri doldurma süreci, mukoza zarı rengi).
Hayvanın tahmini ağırlığı.

GÜNCEL ZEHİRLER

1-Veterinerinizi veya veteriner fakültesinin farmakolaji bölümünden zehirler hakkında bilgi almak için ayrın .
2-hayvanı bol suyla yıkayın. Hayvanınız pire ürünlerine reaksiyon gösteriyorsa yumuşak bir sabun veya bebek şampuanı kullanılabilir. Yağ bazlı zehirler (petrol ürünleri gibi) için bulaşık yıkama sıvıları kullanın. Su zehiri harekete geçirebileceğinden hayvanı ıslatmadan önce veterinerinizi arayın.
3-Zehir gözdeyse gözü bol miktar su veya steril göz losyonuyla temizleyin.

SOLUNAN ZEHİRLER:
Karbon monoksit gibi gazlar zehirlenmelere yol açabilir
1-Mümkün oldukça çabuk şekilli hayvanı temiz havaya çıkarın.
2-İhtiyaç halinde suni solunum uygulayın .
3-Şoku kontrol edin.

YUTULAN ZEHİRLER:
Kusturmak uygun olabilir ama bir veterinerinizle konuşmadan kusturmayın. Bazıyakıcı maddelerle süt uygulamak uygun olabilir, ama bu duruma göre karar verilmelidir.Halk arasında yoğurt yedirmekte yaygındır.Yoğurt bazı zehirlerin emilimini engellemektedir. Veteriner hekimin yardımına başvurun.
Aşağıdaki durumlarda hayvanı kusturmaya çalışmayın:
Hayvan nefes alma güçlüğü çekiyor.
Hayvan gergin, alışılmadık şekilde heyecanlı ya da nöbet geçiriyorsa.
Hayvan bilinçsizse.
Zehir şüpheli veya yakıcı bir madde (lavabo açıcı gibi), bir asit(pildeki gibi) veya petrol bazlı bir üründür.
Hayvanın kalp oranı çok düşüktür .
Yenen nesne keskin ya da sivri uçlu ise.
Önceden bir şişme varsa .
Bir zehir kutusunun üstünde kusturmayın yazıyorsa.

NASIL KUSTURULUR?
Veterineriniz öneriyorsa ağız yoluyla evdeki hidrojen peroksit (%3 miktarında ) verebilirsiniz. Yani vücut ağırlığının her 500 gr ‘mı için bir çay kaşığı, veterinere giderken 3 kereye kadar her 15–20 dakikada bir uygulanabilir.
Köpeğinizin ne yediğinden emin değilseniz, kusmuğu hastaneye götürün maddenin ne olduğunu biliyorsanız kusmuk ve zehrin olduğu kabı alın her tür zehirlenme olayında hayvanınızı mümkün olduğunca çabuk veterinere götürün.
Kusturamıyorsanız, hayvanın midesinin pompalanmaya ihtiyacı olabilir.
Yutma bir süre önce olmuş ve zehir zaten kısmen emilmişse daha fazla emilmeyi engelleme çabalarıgerekli olacaktır, buna hayvana tıbbi kömür vermek de dâhil olabilir.
Birkaç zehrin panzehiri vardı. Panzehiri belirlemek için veteriner hayvanın ne yediğini bilmelidir.

ZEHİRLENMEYLE İLGİLİ SIKLIKLA SORULAN SORULAR:

1)Zehirlenme belirtileri nelerdir?

Yanıt:Zehirin solunum,yenerek alınmasına göre farklılık görülmekle beraber genel olarak;
Kusma,ishal,halsizlik,depresyon,titreme,aşırı tedirginlik,salya akışı görülebilir.

2)Zehirlenme görüldüğünde veterinere götürmeden önce neler yapabiliriz?

Yanıt;Gıda yoluyla alındıysa, kusturmaya çalışılmalıdır. Zehirin bağırsaklardan sindirilmesini önlemek için.Bilimsel gibi görülmese de yoğurt yedirmek önerilebilir.
Solunum yoluyla alındı ise,rahat nefes alacağı temiz havanın bol olduğu bir ortama çıkarılmalıdır.Suni solunum yaptırılmalıdır.Yılan zehirlenmelerinde ise;ısırılan yere küçük bir kesi yapılarak zehirin dışarı akıtılmasına çalışılmalıdır.

balilebetty

Kaynak: İ.SERDAR SAYAR (VETERİNER HEKİM –ADANA)

http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_927.htm

 

Maviş’in zaferi tüm kedilere emsal oldu

Evden tahliyesine karar verilen kedisini terk etmektense Bursa’dan tayinini isteyerek Antalya’ya taşınan hemşirenin kedisi Maviş için başlattığı hukuk mücadelesi zaferle sonuçlandı.

 

Yargıtay’ın bozma ilamının ardından yerel mahkeme, kedilerin evden tahliye edilemeyeceğine ilişkin ders niteliğinde emsal bir karara imza attı. Kedisi için evinden yurdundan olan Hemşire Ayşegül Yetiş, “Karar emsal olacak. Bunun için çok mutluyum ama Bursa’ya dönmeyeceğim.” dedi.

Edinilen bilgiye göre, geçen yıl, Hamitler TOKİ‘de oturan 34 yaşındaki Ayşegül Yetiş, site yönetimi ile evinde ve site içinde beslediği kediler yüzünden mahkemelik oldu. Açılan dava üzerine evde keşif yapan Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, “Toplu Yapı Temsilciler Kurulu izin vermediği müddetçe müstakil veya ortak yerlerde ticari maksatla dahi olsa kedi, köpek ve kümes hayvanları beslenemez” şeklindeki hükmü esas alarak, davalı Yetiş’in evde ve site içinde kedi beslemesinden men edilmesine karar verdi. 10 yıldır birlikte yaşadığı kedisini sokağa atmaktansa işini, hatta yaşadığı şehri terk eden hemşire Yetiş, yeni aldığı evini satarak, tayinini isteyip Antalya’ya yerleşti.

Gözyaşları içinde yaşadığı şehri terk eden Yetiş, Avukatı Nilay Parlar Ateş aracılığıyla kararı temyiz etti. Yargıtay, sulh hukuk mahkemelerinin evden tahliye yönünde karar vermesinin söz konusu olmadığını, bu alanda yetkili mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu ifade ederek, kararı usulden bozdu. Davayı yeniden ele alan Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, kedilerin evden tahliyesinin önüne geçecek emsal bir karara imza attı. Hakim Gökhan Turhan, TMK’nın 2. ve 3. maddelerindeki ‘iyi niyet’ prensiplerini dikkate alarak ders niteliğindeki bir karar verdi. Hakim Turhan kararın gerekçesinde, “Hayatın olağan akışına göre, küçük bir canlı olan kedinin gerek özel alanda gerek ortak alanda bakılıp beslenmesinden rahatsızlık duyulmasının insanı bir davranış olmadığı, saygı, sevgi, iyiniyet ve merhametin yalnızca insanların birbirine karşı, diğer tüm canlılara karşı gösterilmesi gereken evrensel hak ve sorumluluklardan olduğu, vicdan taşıyan her bireyin bu hak ve sorumlulukları özveri ile yerine getirmelerinin geçerliliği hususunda hassas davranmayı bir mecburiyet olarak görmesi gerektiği, bu durumun medeni yaşam kuralları ve medeni hukukun asıl ruhunu taşıyan temelini oluşturan iyi niyet prensibi ile birebir örtüştüğü, dolayısıyla vicdanen olaya konu davadaki kedinin ortak alandan, özel alandan çıkartılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir” ibarelerine yer verdi.
Kararı Antalya’daki evinde İHA’ya değerlendiren Yetiş, “Bütün hayatımı Maviş ile paylaştım. Sokağa atamazdım. Bu kararın ardından Bursa’dan yakınlarımdan, iş ortamından ayrılmak çok zor oldu. Yeni bir hayat ve düzen kurmak zorunda bırakıldım. Biz ilk davanın tahliye kararını temyize götürdük. İlk kararda, Ayşegül Yetiş’in sokak hayvanını ve evdeki kediyi beslemesinin men edilmesine karar verildi. Bunun üzerine temyizde karar bozuldu. Yeniden dava asli hukukta görüldü. Biz kazandık. ‘Sokak hayvanını beslemek insani bir zorunluluktur, kedinin ortak alanda yada evde beslenmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Kedi insanlara zarar verebilecek bir yapıya sahip değildir’ denildi. Kedinin tahliye edilebilecek bir canlı olmadığına karar verildi” ifadelerini kaydetti.

“BÜYÜK MÜCADELE VERDİK”

Kararın tüm Türkiye’de emsal olacağını vurgulayan Yetiş, “Diğer kediler aynı kaderi yaşamasın diye büyük mücadele verdik. Maviş için dünyanın öbür ucuna da giderdim. Ama benim gibi yapabilecek imkanı olmayan insanlar var. Onlar için haklarını savunmaya devam ettim. Ve sonuçta kazandık. İyi olan kazanacaktı. Adalet yerini buldu. Olması gereken buydu. İyilikten yanayız diyoruz ama küçücük bir canlının varlığına tahammül edemiyoruz. Böyle olmaması gerektiğini adalet de gösterdi. Davanın da devamını getirmeyi düşünüyorum. Çünkü hiçbir kötülük cezasız kalmamalıdır. İnsanlar yaptıklarıyla rahat rahat oturmamalıdır” dedi.

“BURSA’YA DÖNMEYECEK”

Karar ile başka kedilerin de evden atılmasının önüne geçildiğini kaydeden Yetiş, “Kararın sevincini yaşıyoruz. Maviş çok mutlu, bahçeli bir evde yaşıyor. Önemli olan maviş benim yanımda. Kazanmama rağmen eski yaşadığım yere geri dönmeyi düşünmüyorum” diye konuştu.

“ARTIK KİMSE TEDİRGİN OLMASIN”

Yetiş, “Sokak hayvanlarını unutmayın. Onların yaşam hakkına saygı göstersinler. Bunu insanı görev olarak yapalım. Bir kap yemek ve su bırakalım. Kimse sokak kedisini veya köpeğini kedisini evinde beslerken tedirgin olmasın. 3 yıldır maddi manevi beni yıpratan bir davayı kazandık. Biz bunun hukuk yönünden başardık. Adalet yerini buldu emsal bir karara imza attık” şeklinde kullandı.

“MAVİŞ’İN ZAFERİ”

Müvekkilinin kedisi Maviş için hukuk savaşı başlattıklarını ifade eden Av. Nilay Parlar Ateş ise, “Tüm dava sürenci dikkate aldığımızda buna ‘Mavişin Zaferi’ diyelim. Müvekkilimizin hem evde beslediği kedileri hem de ortak alanda beslediği sokak kedileri vardı. Fakat site yönetimi bundan rahatsız olduğu için dava açtı. Mahkeme ilk kararında müvekkilimin, hem kendi evinde hem de ortak alanda hayvan beslenmesi konusunda men edilmesine karar verdi. Biz bu kararı temyiz ettik, karar Yargıtay tarafından bozuldu. Ardından mahkeme değişti, yeni mahkemede olumlu bir karar elde ettik. Bizim bu mahkemede aldığımız karar tüm hayvan severler için bir emsal teşkil edecek. Mahkemenin gerekçesi gerçekten çok güzel, bu karar tüm insanlığa bir ders veren bir gerekçe oldu. Köpeklere ilişkin birçok mahkeme kararı vardı, ancak kedilere ilişkin emsal teşkil eden kararımız yoktu. Kedilerin çevreye rahatsızlık verecek bir canlı olmadığını, hayvan beslemenin normal bir davranış olduğu, beslemeye engel olanların ise yaşam haklarına saygısız davranışlarda bulunduğuna dair bir gerekçemiz var. Yani mahkeme özetle, gerek bağımsız bölümde, gerekse ortak alanda kedilerin beslenmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Kediler, yapısı gereği çevreye rahatsızlık vermiyor” şeklinde konuştu.

BERKTUĞ ÖNCÜ – OSMAN AKIN

Kaynak: http://www.iha.com.tr/haber-mavisin-zaferi-tum-kedilere-emsal-oldu-523154/

 

1428143

KEDİ İLE YAŞA SAĞLIKLI YAŞA

Aşağıda bilim adamlarının iddiaları var. Yıllarca bir kedi ile yaşayan biri olarak psikolojik bir çok soruna çare olduklarını söyleyebilirim. Başlıca öfke kontrolü, depresyon ve yalnızlığın verdiği ruhsal çöküntülerin önüne geçtiği kesindir. Şimdi başka nelere yarıyor bakın bakalım.

Kedilerin 20-140 Hz aralığında yaydıkları mırıltılar ile fiziksel ve psikolojik çoğu hastalık için iyileştirici etki gösterdiği bilim adamlarınca açıklanıyor. Kediler sadece, hayatımızın her an içinde olan stresin önüne geçerek bile aslında birçok hastalığı engellemiş oluyorlar.

Nefes darlığını (dispne) önlüyor
Kedi mırıltısının nefes darlığı çeken insanlara iyi geldiği ve bu belirtileri azalttığı görülmektedir.

Kemik sağlığını güçlendiriyor
En çok 25-50 Hz ve sonrasında 100-200 Hz arasındaki mırıltılar kemiklerin güçlenmesine katkı sağlıyor.

Kan basıncını düşürüyor
Hem kediniz ile vakit geçirmek, hem de mırıltısına kulak vermek kan basıncını (tansiyon) düşürmeye yardımcı oluyor.

♥ Kas sağlığınız ona emanet
Kedi mırıltısının, kas, tendon, bağ dokusu ve yumuşak doku zedelenmelerini iyileştirici etkisi var.

Stresi azaltıyor
Birlikte geçirdiğiniz sakin zamanlar ve dostunuzun çıkardığı mırıltılar stresi azaltarak, sakinleşmenizi sağlıyor.

Kalp sağlığınızı koruyor
Kedi sahiplerinin kalp krizi yönünden normal kişilere göre % 40 daha az risk taşıdığı saptanmıştır.

Yara iyileştiricisi
Kedi mırıltısının yaydığı titreşimler insanlardaki enfeksiyon ve yangının şiddetini azaltıyor.

Islak Burunlar

www.islakburunlar.com

SEVGİ DOKUNUŞU

Her canlının bir doğasal yapısı var. Bir çiçeğin, bir hayvanın ve insanların.

köpek yapıda tek bir şey değişmez sevgi ile dokunulan yaşam her zaman kazanılmış yaşam oluyor. Sevgi ile büyütülen bir çiçek farklı güzel açıyor, sevgi ile sahiplenilen bir hayvan farklı tepkiler veriyor ve en önemlisi sevgi verilerek büyüyen bir insan barışçıl, sevgi dolu, saygılı, hoşgörülü ve bencil olmayan bireyler olarak topluma katılıyor.

Özellikle büyük şehirlerde, apartman ve site kültüründe evcil hayvan besleyen ile besleyemeyen insanlar arasında süre gelen bir tartışma hoşgörüsüzlük alıp başını gidiyor.

Bir tarafta gece koynunda uyumasına izin verdiği köpeği/kedisi’ni bir ebeveyn şefkati ile koruyup bakan insanlar bir tarafta türlü bahanelerle (pis, ısırır, tüyü dökülüyor, kokuyor, korkuyorum, alerjim var vs.) bu insanları dışlayan ve hayvanları yok etmeye çalışan insanlar.

İki tarafı da anlamaya çalışmak gerekiyor çoğu zaman lakin ön yargılar o kadar yıkılmaz duvarlarla örülmüş ki bir kesim diğer kesime diğer kesin bu kesime hoş görüsüz bakmaya başlamış. Her kesim kendini haklı görüp kendi tarafından bakmayı yeğliyor.

Pazar günü oğluma gittim çok özlemiştim özlemlerimi gidereyim dedim. Oğlum ile kız arkadaşı üniversite öğrencisi iki köpekleri birde kedileri var. İnnovia 2’de yüksek bir katta oturmaktalar.

Site içerisin de daha önce yaşanmış birkaç tatsız olayları var. Ve sorunlar devam etmekte. Site yönetimi ne yapıyor bilmiyorum ama lakin güvenlik ve siteye bağlı temizlik elemanları evcil havyalara karşı son derece düşmanca tavırlar içindeler.

Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan geceyi onlarla geçirdim Gece ise  köpekler ve kediler koynumda uyuduk. Sokaktan alınan bu hayvanlar son derece sevgi dolu ve insanlara bağlı yaşamaya mahkumlar.

Ben çıkıp kendi evime dönmeye hazırlanırken oğlumla arkadaşı da bizde köpekleri gezdirelim dediler. Tam çıkacağız kısa bir haber yazmam gerekti onlar aşağı indi ben de haberi yazıp gazeteye gönderdim. Aşağı indiğim de köpekler geziniyor oğlumla arkadaşı da karşı komşuları gelmiş sohbet ediyorlar. Lakin başka kimse olmadığı gibi köpekler etrafımızdan asla ayrılmıyorlar.

Ana kapıdan hırsla yanımıza gelen güvenlik görevlisi arkadaş bir kabadayı nidalarıyla olgumun üzerine yürüyüp ben tasmalarını tak diye bağırmıyorum diye efeleniyor. Oğlumda genç ve haklı yanımda var sen bana bağıramazsın oradan takmıyorum ne yapacaksan yap diyor. Güvenlik görevlisi  bir horozun nidasıyla diklenip neredeyse vuracak. Devreye ben giriyorum güvenlikli benimle geri tepiyor o horozlanması gidiyor ve elinde ki telsizle anons yapıyor

“acil… bilmem ne kodu”

Onlarca gelen özel güvenlikçiler sözlü ve itişmeleri ile karşı karşıya kalıyorum. Bir taraftan baba olarak oğlumu olaylardan uzak tutmaya çalışıyorum bir taraftan da onlara karşı kendimi korumaya çalışıyorum.

Bir anda başka köpek gezdireler, bina pencerelerinden sarkanlar deren olay karma karışık bir hal alıyor.

  • Hedef şirketinin güvenlik görevlisi: “Site yönteminin kararı var tasmasız köpek gezdirilmeyecek.”
  • Senin görevin dayılaşmak fırça atmak değil gel uyar uyarına uyan olmayıp takmıyorsa karşı taraf rapor tut. Site yönetimi yasal yollara başvursun.
  • Hedef şirketinin güvenlik görevlisi “site sakinlerinden devamlı şikayet alıyoruz.”
  • Doğrudur site sakinlerinden şikayet alıyorsunuzdur, hatta ben oradayken bir amca ile teyzede şikayette bulundu. Lakin köpek ve evcil hayvan sahipleri de site sakini unutma. Bu nedenle raporlarını resmi işlemlerini yap ki sana şikayete gelen site sakinlerine çıkar göster bak biz yaptık görevimizi yasal işlem başlattık diyebil ki sana kimse bir şey demesin.
  • Hedef şirketinin güvenlik görevlisi “seninle dışarıda görüşürüz hadi dışarı gel”
  • Sen nasıl bir adamsın güvenlik elemanımı dayımı üzerinde ki üniforma ve yasal zemine güvenerek karşındaki insanı tahrik edip sana vursun diye bekledin ama provokasyona kimse gelmedi şükür.
  • İnnovia 2 site elemanı “tasmasız köpeği ben sokak köpeği sayar kafasına sıkarım”
  • Sevgili arkadaşım elini birde beline attın ama sokak köpeğini de vurmak suç ve zalimce kaldı ki senin bu lafların ruhu bozuk insanların silah taşımaması gerektiğine bir kez daha işaret etmiş oldu.

Olayı çıkaran güvenlikçi olayların bir çoğunda ortadan kaybolmuş du, olaya dahil olan köpek sahipleri  “köpek gezdirme yerinin çamur ve ufacık odlunu, vahşi tabiatı olan köpeklerin zaten tasmasız gezdirmediklerini, tasmasız gezenlerin ise uysal olduğunu onlara azıcık sevgi ile yaklaşsanız anlayacaksınız, sizi nasıl çocuklarınıza titriyorsanız bu havyalarda bizim çocuklarımız gibi”  bizi anlayın mesajını verdiler.

Küçük çocukların ailelerin gitme dur demelerine karşı köpekleri seven onlarca çocuk vardı o gün o kargaşanın için de birde 65 yaşına gelmiş köpekten korkan amca. Yani kısaca korkuda bizlere ait bir duygu sevgi de.

Korkuyu aşmanın yolu ise sevgili ile yaklaşmak.

Bir temizlik görevlisi köpeğinin dışkısını almayan kadına hanımefendi neden toplamıyorsunuz dediğinde sizlere boşuna mı para veriyoruz temizlik görevlisini işi ne diye tepelerden bakan anlayışı da elbet kınıyoruz. Köpeğe sıkarım diyen site elemanını da, efelenen güvenlik görevlilerini de kınıyoruz. Daha önemlisi bu tiplerle aynı havayı solumak bile istemiyoruz.

Hayvan besliyor isen hayvana verdiğin sevgiyi insana da ver, hayvanlara gösterdiğin saygıyı insana da göster, hayvan beslemiyorsan da Evinde ki çocuğa, patronuna amirine gösterdiğin saygıyı sevgiyi hayvan besleyenlere de göster.

Aslında tek ihtiyacımız her kesim için “Sevgi Dokunuşu”

 

Fedai çakır

2 Mart 2015, İstanbul