Etiket arşivi: kız

İÇİMDE HİPPİ OLMA İSTEĞİ

images

Liseyi bitirip de büyük iş adamı olma hayali ile Cağaloğlun’da ofis açıp matbaa işleri yaptığım dönemlerdi.

Şimdilerde olduğu gibi matbaalar komplike değiller.  Baskı makinesi var ama kalıpçısı farklı yerde, film çekimi yapan başka yerde, grafik desen bambaşka yerde. Yani anlayacağınız bir broşür bastıracaksanız kapı kapı dolaşıyorsunuz oldukça zahmetli meşe katli bir iş yani.

Benim de çalıştığım matbaa (sadece baskı makinesi olan yer)  Sultanahmet’ten aşağıya yürüyorsun Cankurtaran semtinde, bu matbaanın kalıpçısı da Baba-ı ali yokuşunda (İstanbul’u bilenler için söyleyelim İstanbul valiliğine yakın).

Öyle 70×100 ebadında baskı yapacak makinesi olan da sayılı, benim çalıştığım yer Allah’tan diyorum 50×70 baskı yapıyor. Matbaa kendi basacağı işin kalıbını gelip kalıpçıdan almıyor iş senin ya sen gidip takip edip alacaksın o kalıpları matbaaya teslim edeceksin. Neyse konuya gelelim.

İşte ben sık sık bu kalıpçıdan kalıpları alıp o uzun meşakkatli yolu elimde 50×70 ebadında kurşun kalıpları taşıyarak Sultanahmet meydanından aşağıya yürüyordum. Benim için en güzel tarafı meğer her insana nasip olmayacak “Hippi” denilen o güzel insanların arasından geçmekmiş meğer.

Onlar kızlı erkekli Sultanahmet meydanının etrafını çeviren parlarda gece gündüz demeden yatıyorlar, eğleniyorlardı.  Bazen gece çalışmak zorunda kaldığım da onların neşeli hayatlarına daha çok şahitlik ediyordum.

Türk basının da o zamanların masa başı haberciliği dediğimiz  haberler çıkıyor, komik haberlerin yanında bu insanları kötüleyen bir çok haberlere de yer veriliyordu.

Kurşun kalıpların ağırlığından sık sık durup dinlendiğim de yorgunluğumu onları seyrederek giderirdim. O zamanlar bilememiş onların yaşama bakışında ki güzelliği.

Şimdiler ise içimde HİPPİ olma isteği.

Hippi: “yaşam tarzı, aslında bugünkü mutlak retçiliğin temellerini atan bir oluşumdur. Dünyanın, üzerindeki tüm bitki, hayvan ve insanlara ait olduğunu kabul eden apolitik bir görüştür. Kendilerine asla sınır koymayan, var olan tüm yetkilileri reddeden, komün hayatını savunan özgürlükçü bir harekettir.” (1)

Fedai Çakır

20 Mayıs 2016, İstanbul

 

1- https://tr.wikipedia.org/wiki/Hippi

 

 

 

BİR ANNE: “Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi.”

Erkeklerin askerlik anılarını anlatmaya başladığın da bitmek bilmez anılar çıkar. Bir erkeğin askerliği, hayatından alınan en önemli zamanlardır. Hiç tanımadığınız insanlarla bir arada yaşamaya ve çevreniz de var olan insanlara da katlanarak askerliğinizi tamamlamaya çalışırsınız. Asker arkadaşınızı seçme şansınız yoktur, sadece nereye düşmüş iseniz orada olanlarla arkadaş olmak zorundasınızdır.

Benim garip bir askerliğe başlama olayım vardır. Bunları anlatarak sizlerin kafasını şişirmeyeceğim ama uzun süreçten sonra deneme seyirleri yapan bir gemide askerlik yaptığımı söyleyebilirim. Gemimiz yangın söndürme, römork ve torpido toplama görevi olan bir gemiydi. 12 asker 5 astsubay ve 3 subaydan oluşan bu gemide zaman zor geçiyor akşamları olduğunda sohbetler oluyordu.

Okumuş olduğumdan her okumuşu yaptıkları gibi beni de geminin sorumlu çavuşu yapmışlardı. Mersin Tarsuslu bir askerimiz vardı. Adı bende saklı kalsın. Diğer askerler bu askerimize sık sık nasıl eşek kovaladığını anlattırır ve gülerek eğlenen bir topluluktuk o zamanlar. Tabi siz şimdi eşek kovalamanın neresi komik diye düşünebilirsiniz. Bu arkadaş eşek ile cinsel ilişkiye girmek için kovaladığını söylersem farklı düşünmeye başlayacaksınız. Elbette çocuk sayılacak yaşlarda olan bizler için bu gülünecek bir şey gibi geliyordu lakin hiç de gülünecek şeyler olmadığını aklınız yetmeye başladığında anlıyorsunuz.

20 yaşın da genç bir kızın vahşice tecavüz edilip uzuvlarının kesilip yakılmak istenmesi gibi bir vahşeti okuyunca Mersinli asker arkadaşım gözlerimin önüne geldi. Bu arkadaşımız bize o dönemde eşek ile cinsel ilişkiye girmiş olsa bile saf ve masum gelirdi.

Aslında düşündüğün de Türkiye’de cinselliğin tabu oluşu ve bu tip sapkınlığı normalleştirmeye başlamış sanırım. Sanırım diyorum kafalar herkesin karışık belli ki. “Psikiyatri Kliniği” adı altında bir televizyon programı yapıyordum bir zamanlar. Bir profesör psiyatr canlı yayında dağ başında kadın bulamayan cinsel ilişki yaşayamayan bir insanın eşek ile cinsel ilişki yaşaması sapıklık değildir, ama evde eşi var iken eşek’e giden ise ağır hastadır tedaviye ihtiyacı vardır ve toplumdan izole edilmesi gerekir demişti. Tabi bunların canlı yayında denmesi o zamanlar programın hazırlayıp sunan benim için baya zor anlar olmuştu.

Özgecan’a kıyan caninin evli ve kız çocuk babası olduğunu okuyunca işte bu kategoride olan bu caninin toplumdan izole olması gereken ağır sapkınlık da olduğu bellidir.

Peki sapkın olan bu insanları izole etmek yeterlimi yada yaşanan bu olay üzerine toplumun idam cezasının geri getirilmesini istemesi yani idam edilmesi toplumun bu sorunlarını çözecek midir. Elbette çözülmeyecektir.

Toplumun beyinsel yapısını düşünce tarzını değiştirmediği sürece bu ve buna benzer olaylar devam edecektir. Cinselliğin tabu olarak öğretildiği toplumda kadınlar ve erkekler cinselliği yaşayamadığı sürece eşek’e de gider ve içlerinden de bu kadar büyük vahşi sapkınlıkları yapacak insanlar da çıkar.

Elbette ben bir sosyolog, psikiyatr değilim bu sapkın kişilerin ruhsal hallerini bilemem, neden yaptığını da bilemem ama bildiğim bir şey var ki bu tip insanların yetiştiği toplumda aynı ortamda yaşamak istemediğim. Aynı havayı solumak istemediğim. Kanunların yetersizliğinden dolayı suç işlemelerin teşvik eder gibi kanunların olduğu bir ülkede yaşamak istemediğim.

13 yaşında kızla nikah mümkündür diyen insanlarla, bu ABD’de ve Avrupa’da da oluyor diyerek yaşanan vahşeti küçümseyen inanlarla aynı oksijeni de solumak istemiyorum.Acıları siyasallaştırıp bir acıya ağlayan bir acıya sevinen insanları da görmek duymak istemiyorum.

Ben vicdanlı, acıları içinde yaşayan her acıya ortak ağlayan ortak feryat eden bir toplumda yaşamak istiyorum.

İnsanlık; Bir annenin “Çok acı çekmiştir kızım, keşke kurşunla öldürselerdi.” dediği zaman bitmiştir!

 

Fedai Çakır

15 Şubat 2015, İstanbul