Çocukluğumu Özlüyorum

Çocukluğumu özlüyorum.
Mahalle arasında top oynamayı, misketi, gazoz kapaklarını özlüyorum. Saklambaç oynamayı, yakar topu mahallemizin tek bisikletini özlüyorum.
Siyah önlüklerimizi, ortaokul yıllarında Lacivert ceket gri pantolon ve her yıl sadece Sümerbank, Beykoz ayakkabısı ile okula başladığım günleri özlüyorum.
Marka yok,
Arkadaşlar arasında fark yok,
Telefon yok,
Para yok,
Televizyon haftada birkaç gün,
Sadece sevgi dolu arkadaşlıklar…
Sinema ise her hafta sonu 2 film birden, bazen yazın hafta arası yazlık bahçe sineması,

İlk renkli televizyon çıktığında Şükran ablaların evinde toplanıp seyretmenin tadını ben biliyorum. Komşuda pişen bize de düşerdi veya tam tersi bizde pişen komşuya,
Hafta sonları ailece ve mahallece piknik günlerini,
Akşamları evlerinin dışında oturan mahalle büyüklerimizi ve onlardan bizlere gelen masum yiyecekleri özlüyorum.
Eski Türk filmlerindeki mahalle kültürüyle büyüyen bir çocuktum, şimdi o günleri sadece televizyonlardaki eski filmlerde görebiliyorum.

Kulağımda çınlayan Ersan Erdura şarkıları, Tanju Okan, Ersen ve Dadaşlar, Barış Manço, Esmeray ………
https://www.youtube.com/watch?v=I69wa0Uhw9k

Her eve mutlaka gazete girerdi. Günaydın, Tercüman, Saklambaç ….

Enflasyondan haberimiz yoktu, siyaset ise bizi hiç ilgilendirmezdi. Çıkarsız, saf tertemiz duygularımızın ortak güzelliklerine sahiptik.

Şimdilere bakıyorum yukarıda bahsettiklerimden hangi duygu ve kültürümüz kaldı geriye,

Hiç biri.

O dönemin ruhunu hala koruyabilen insanlarla karşılaşmamız dileğiyle.

Oktay ERDEM

“Çocukluğumu Özlüyorum” üzerine bir düşünce

Bir Cevap Yazın