Etiket arşivi: özlem

ALDATMA

Aldatma ileri toplumlarda daha çok olduğu varsayılsa da geçmişten bu yana insan yaşamının bir parçası.

s-e70f00915d7a4f7163e2bafae13aec06939685c4

Sparta Kralı Menelaus (Menelaos)’un karısı Helen eşini aldatır ve Truva’lı Paris ile kaçar.

Bu aldatmanın sonucu olarak Yunanların (Akaların) Anadolu’daki Truva kentine saldırmasını konu alan savaş başlar. Savaş, Yunan mitolojisi ve edebiyatında çok önemli bir yere sahiptir ve detayları Anadolu’lu ozan Homeros‘un İlyada ve Odysseia adlı destanlarında anlatılmaktadır.

Orlando Bloom’un aşık Paris’i canlandırdığı, Güzelliği ile dillere destan Diane Kruger’in aldatan kadını Helen’i canlandırdığı ve bu ikiliyi korumaya çalışan Truva’nın kahraman savaşçısı Eric Bana’un canlandırdığı Hektor’un, yarı tanrı savaşçı rolünde  Brad Pitt’in Aşil’in canlandırdığı TROYA filminde Aşil’in Hektor’u öldürmesinde gözyaşlarını tutamayıp ağlayanlardanız.

Aşil’in acımazsızca Hektor’u öldürmesini izleyen seyirciler; Paris ve Helen’in  mutluluk ve aşkları için kaçmalarını hoş görü ile izler. İzleyicilerin onların yanında olur ve Aşk adına aldatan kadın Halen ve onu baştan çıkaran Paris’in yanında yer alırız.

Halbuki toplumda gerçek yaşaman da hiçte öyle olmaz. Aldatılan koça yada kadın her daim haklıdır ve aldatanlar her daim suçludur.

Aşk Helen ve Paris’in aşkından da olduğu gibi aldatmayı meşru kılabilir mi?

Usta Tarihçi yazar Hıfzı Topuz’un “Sultan Abdülmecid” kitabında; koskoca cihan padişahının aşık olduğu kadın tarafından defalarca aldatılmasına rağmen, koskoca cihan padişahının eşinin boynunu almak yerine Yıldız Sarayına sürgün etmesi ve ondan kopamayıp ara ara kaçarak gizlice yanına gitmektedir.

Romanı okuyanlar Aldatan kadına kızarlar mı bilinmez. Lakin Sultan Abdülmecid’e padişah gözü ile değil çaresiz savunmasız  aşk için her şeyi sineye çeken bir erkek olarak bakarlar ve aldatılan erkeğin yanında durular.

Her iki örnekte göstermektedir toplum ve insan doğası aldatma gibi çirkin, aldatılana son derece acılar yaşatan bir olayda da iki yüzlü davranabilmektedir. Sonuç ne olursa olsun Aşk’ın saffında yer almaktadırlar.

Özlem Tekin’ın  şarkısı ile sizi baş başa bırakıyorum.

“Aşk her şeyi af eder mi?”

 

Fedai Çakır

24 Mart 2017, İstanbul

ANNELER GÜNÜ NEDİR

 

ANNELER GÜNÜ
Anneler Günü, anneleri anmak ve onurlandırmak amacıyla tüm dünyada farklı zamanlarda kutlanan özel gündür.
Anneler günü geleneği, Antik Yunanların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa’nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibela onuruna kutluyorlardı.
ABD’de Anna Jarvis ‘in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma günü, 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında kutlanmaya başlandı. Türkiye’de ise, ilk Anneler Günü 9 Mayıs 1955′te kutlanmıştır.
Mayıs ayının ikinci Pazar günü Anneler gününün kutlanmasının elbette bir anlamı da vardı. Doğanın bahar gelip yeniden hayat bulması doğurganlığı temsil ettiği için mayıs ayının da baharın başlangıcından hemen sonra doğanın hayat bulmasıyla, kadını doğurganlığı özleştirilmiştir.
10 Mayıs Anneler günü kutlandığın da ve annelere özel hediyeler alındığında ben sadece yad etmekle yetineceğim. Annesi yaşayanlara bir kez daha yutkunarak gıpta ile bakacağım.
Annemin vefatının üzerinden 12 yıl geçmiş olacak.
Vefat ettiği günün akşamı ağlayarak kaleme aldığım yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum özlemim çok büyük dostlar.
Seni Çokkkkk Özleyeceğim
“Ben yazlarımı 18 yaşıma kadar köyde geçirmişimdir. Sonrasında köye hasret kaldık ve büyüdük. Ailem Giresun’dan İstanbul’a gelmiş, ben İstanbul’da büyüdüm, ama memleketimizden hiç kopmadık.
Bizler şanslı insanlarız köyümüz olduğu için, çünkü şehirden bunaldığımız zaman veya başımız darda olduğu zaman kaçacak bir yerimiz her zaman var.
Dağ köyüdür bizim köyümüz; çilekleri, fındığı, mantarı, balığı vardır. Elması, Armudu çeşit çeşit meyvesi vardır köyümüzün. Mısırı, salatalığı, domatesi, biberi vardır tarlasında.
Neden köyümü anlattım size? Çünkü annemi kaybettim, yakın sayılabilecek bir tarihte (20 mayıs 2003).
Annemle çok anım var, ama daha çok köyde yaptıkları hep gözümün önündedir. Bahçeden gelirken yol kenarında bir çilek bulsa hemen benim ağzıma atardı, fındık zamanı olmadığı halde bir fındık bulsa önce bana tattırırdı. Çiğ yenen, nadir bulunan mantar vardır bizim oralarda. Onlardan bulsa kendisi yemez, bana yedirirdi.
Annem benim, ne bileyim kendisinin de çok sevdiği şeylerdi bunlar, ama kendisi yemez bana yedirirdi. Beni öyle bir öpüşü vardı ki, ölene kadar hep öyle öpmüştür. Öperken çıkardığı sesten dolayı, “Anne beni bir gün sağır edeceksin,” derdim (Ben de oğlumu aynen öyle yüksek sesle öpüyorum.)
Annem benim…
Yıllar önce şeker denilen hastalık onu yakaladı, gel zaman git zaman tüm organlarını yok etti annemin. Son zamanları ağrılar içinde geçti.
Aslında abimin evini evi bilmiştir, ama ne yazıktır ki anneciğim benim evimde vefat ettin. Senin kendi evinde vefat etmeni sağlayamadık. Sen de biliyorsun ki, benimle benim evimde yaşamalıydın, şartlar öyle gerektiriyordu. Çok hasta olduğun üç ay içerisinde bilemedim, ama meğer evimi onurlandırmışsın. Sana o kadar çok alışmışız ki sen gittikten sonra fark ettik.
Hasta bakan bilir derler, gerçekten de öyleymiş: üç ay boyunca bana hiç uyku uyutmadın, ama keşke biraz daha yaşasaydın da ben uyumasaydım.
Öldüğüne çok üzüldüm, ağladım sessizce, kimseler görmeden. Üzüntümle beraber ölümün senin acılarına son vermesi tek tesellim anneciğim.
Sen de, zaman zaman stresin verdiği şartların olumsuzluğundan “Üfff!” dediysek veya sesimizi yükselttiysek bizi affet anneciğim. Hepimiz seni çok seviyorduk, sana su vermediysek suyun sana yasak olmasındandı, su seni öldürüyordu. İlaçları avuç avuç verdiysek seni biraz daha yaşatmaktı niyetimiz, inan seni üzmek değildi amacımız…
SENİ ÇOK ÖZLEYECEĞİM ANNECİĞİM
”Küçük Oğlun”
Vefat ettiğin günün sabaha işe gitmek için çıkarken öptüğüm o yanaklarının tadı hala dudaklarım da, kokun ise burnum da anneciğim. Yıllar geçse de bunlar geçmiyor bende annem.

10/05/2015
Fedai Çakır