Etiket arşivi: Sosyal

SOSYAL MEDYA’DA KADIN OLMAK

394002160700

Türkiye’de ve aslında biraz daha genişletmek istersek İslam dünyasın’da kadın olmak çok zor. Kadının neredeyse  “adı yok” yani kadına saygı yok, kadının değerinin bilinmesi yok. Kadın bir meta gibi algılanır ve dolaysıyla mal / eşya gibi sahiplenilecek bir şeymiş gibi davranılır.

Ülkemizde ki kadın cinayetlerini, tecavüzlerini, kadına uygulan fiziki şiddetleri saysak yada örnekleme yapsak koca bir ansiklopedi ortaya çıkar.

Sosyal medyanın yaygınlaşması ile bu sefer var olan psikolojik tacizlerin arttığını görmekteyiz.

Kadın iseniz sosyal  hesabınızdan hiç olmadık kelimelerle size özelden yazan hiç tanımadığınız adamlar olabilir. Eğer cevap verirseniz yazışmayı farklı boyutlara taşıyanlarda olabilir. Ama hiç cevap vermeyip de oralı olmaz iseniz bir sabah yada akşam mesaj kutunuzda sertleşmiş bir erkek organı ve altında şu notu görebilirsiniz.

“… belki bu ilgini çekebilir”

İnanın bu ve buna benzer mesajlarla karşılaşan ama yakın arkadaş çevresi dışında kimse ile bunu  paylaşamayan, mesajı ve kişiyi engelleyerek kurtulmaya çalışan kadın sayısı düşünemeyeceğiniz, hayale edemeyecek  kadar çok. Sayısal anlamada kadınlarla bir anket yapılsa ki ben kendi çapımda bir araştırma yaptım 100 kadından hemen hemen 89 kadın bu veya buna benzer taciz fotoğrafları yada kelimeleri ile karşı karşı kalmışlar.

Sokakta kadın olmak zor olan bu güzel ülkemde sosyal medyada da kadın olmak daha da zor. Bu tacizci erkelere birde eski sevgili, mahallenin bıçkın delikanlısı, okuldak saf görünen delikanlı, duraktaki esnaf vs gibi  bir şekilde o kadınla yolu keşişmiş ve  kadınları sahte profil ile taciz edenler bu rakamların içinde yoklar bile.

Anlayacağınız kadın iseniz bir şekilde taciz yaşıyorsunuz, ama kadınlarımız bu tacizleri kanıksamış gibiler. İlk karşılaşmada ki şoku atlattıktan sonra başka gelen sosyal medya tacizleri  tecrübe ile hemen engelleme veya tanımadığı kişilerden gelen mesajları hiç açmama gibi yöntemlerle savuşturmayı bilmişler.

Bir önemli tavsiye:

Flört niyetiniz yok ise hiç kimsenin mesajlarına cevap vermeyim. Durup duruken “doğum gününüz kutlu olsun” diyen birine aaa benim doğum günüm değil derseniz o kişi sizi flört için hazır görecektir.

Yada benim gibi “ben yoldan gönüllü çıktım” diyeceksiniz. Gelene gidene yazıp gerektiğinde de söveceksiniz. Tabi ben erkek olmanın verdiği rahatlıkla yapıyorum bunları.

Fedai Çakır

17 Kasım 2016, İstanbul

UNUTULAN NESİLLER; Gurbetçi “EL”

Avrupa’ya giden ilk işçi kafilesi Almanya’da tren garında  alkışlarla çiçeklerle karşılanmıştı. Köyünden sevdiklerinden, eşinden, çocuklarından kopup gitmişti bu insanlar. Bir lokma ekmek ve daha iyi bir yaşam umuduyla. Umuda yolculuktu adı bunun.

Sonra;

  • Tüylü fötr şapkagurbetçilerin izinlerine gelişleri,
  • Mercedes otomobillerin Türkiye’ye gelişi ve ağzı açık bu araçları izleyen geride kalanlar,
  • Bavullardan çıkan hediyeler. Malbora sigaralar, çocuklar için oyuncaklar, kadınlar için kıyafetler

İlk kafilenin gidişiyle başlayan akım hızla artıyor, Türkiye’de yaşayan her ailenin yurt dışında illa bir akrabası olur hale gelmişti ortam. Bir gurbetçi akrabası olmayan hemen hemen yok gibiydi.

Zaman ilerledikçe, yıllar akıp gidiyor farklı farklı düşünmeler, yaşanmalar kendini gösteriyor, ortak menfaatlerde bitiyor.

Yıllık izinden dönecek akrabaları heyecanla bekleyen, bavullarından hangi hediye çıkacak diye gelsin diye yol gözleyen, sıkıştığın da mark dolar için gurbetçi akrabalarına yanaşanlarda da değişiklikler olmaya başlamıştı.

  • İlk o gıpta ile bakılan Mercedes otomobillerin ikinci el olduğu ve aman ne var orada bir iki bin mark’a alıyorlar burada hava çaka atıyorlar a döndü ortam.
  • Maymunun da gözü açılmıştı, gurbetçilerin akrabalara verdikleri borç marklar, dolarlar’ın geri ödenmediğini / ödenmeyeceğini anlamaları uzun sürmedi. Gurbetçi ile anavatan’da kalanlar arsında bir menfaat bağı daha kopmuştu.
  • Gurbetçi ile geride kalanlar arasında ortak olan her şey bitmeye başlamış ve ortak menfaatlerde yok olmaya başlamıştı. Yurt dışına gitmek isteyen geride kalanların yurt dışında ki gurbetçilere yaklaşmaları da bitmişti artık, yurt dışına gitmek eskisi gibi kolay değil ve açıkçası yabancı ülkelerde istemiyorlar hatta daha önce gelip yerleşmişleri bile kovma peşindedir artık.
  • Gurbetçinin geride kalan köyün de kasabasında kalan yerlerin kullanımı konusunda sorunlar olmaya başlamıştır.

Türkiye’nin son 50 yılda aldığı ekonomik ve sosyal gelişmeler ile insan yapısı da çok değişmiştir.

Türkiye’de eğitim seviyesi artarken, gurbetçi çalışmaktan ana vatana para göndermek için eğitimini hep ertelemiştir.

Artık ne gurbete gidenler aynı idi nede geride kalanlar. Aynı şeylere gülmüyorlar, aynı dilden konuşmuyorlar artık.

Türkçe konuşmalarına rağmen anlaşamıyorlar da. Birde üstüne üstlük;

Gözden ırak olan gönülden de uzak olur”’du.

Oldu da.

 

 

 

Fedai Çakır

13 Ekim 2015, İstanbul

SİTEM ETME HABERİ YOK SEVDANIN…

Ben Sevdimse Buna Kim Karışır

Sevmek yeterli olmalı iki insanın bir araya gelebilmesi için, gel gör ki ne mümkün.

Aile arkadaş çevresi derken iki insanın hayatına musallat olan binlerce tavsiyeler binlerce önermeler, yargılamalar, sorgulamalar sıralanır.

Ne mümkün sen sevdinse kim karışır.

Sanki hayat, yaşam çok  adil ve dört dörtlükmüş gibi beklenir iki insanın beraberliğinde dört dörtlük her şey.

Uyum için de olmalı;

Boy pos endam güzellikleri ile yakışmalı iki insan birbirine,

Sosyal etrafları, yaşantıları, aile ve çevre kültürleri birbirine yakın olmalı iki insanın,

İlla yaşıt olmalı hadi erkek biraz büyük oldu diyelim kadın büyük olmamalı iki insanın,

Erkek büyük dedikse kızın babası yaşında demedik illa olmalı bir arkadaş ve aile çevresinin kabul edeceği bir oranda iki insanın,

Yok yok ben sevdimse buna kim karışın demeyin. Karışan o kadar çok olur ki sevdiğine de seveceğine de pişman eder o iki insanı.

Ne zordur seven iki insanın hayatı, ondan mıdır yeni trend yalnızlık.

Sevişmeye varım diyen kadınlar/erkekler, bir çok sebepten olmaz diyen kadınlar/erkekler.

Ben Sevdimse Buna Kim Karışır: Çevre, toplum, aile, arkadaşlar, karşı komşu, yan apartmandakiler, sokaktaki esnaf, annenin arkadaşı, babanım kuzeni, en yakın arkadaşın, ……

Halbuki ne çok yakışır benim soy adım sana.

Fedai Çakır

13 Mart 2015, İstanbul