BAFRA’DA NELER OLUYOR?

Hemen başlığa bakıp da kötü, pis kokulu işler aklınıza gelmesin. Genelde biz gazeteciler böyle “Bafra’da Neler oluyor?” gibi başlıkları pis kokulu işlerin olduğu zamanlar atarız ve bu haberlerde çok okunur.  Başlık dikkatinizi çektiyse asıl konuya gelelim.

Bafra’da güzel şeyler oluyor.

Balon deyince Kapadokya aklımıza gelir, orada balonla uçmak ve o muhteşem peri bacalarının üzerinde günün doğuşunu izleyerek dolaşmak ayrı bir hazdır. İşte Bafra bu konuda bir adım atmış ve Balon gezilerini özellikle önümüzde ki 2016 yılı yazında yoğunlaşacak şekilde planlamalar yapmaktadır. Bu yaz ilk dene uçuşlarını yapmışlar ve o muhteşem ovanın güzelliklerini kuş cennetine kuş bakışı gezilerin ne muhteşem olduğunu keşfetmişler. Burada hemen bir konuya açıklık getirelim. Bu işleri organize eden hocalarımız kuş cenneti üzerinde uçuş yapılmadığını ve asla kuşların yaşam alanlarına müdahalenin söz konusu olmadığını belirtiyorlar. Hayvan ve doğa sever bu hocalarımın bu konuda hassasiyetlerini bizzat gözlerimle gördüm.  Zaten Bafra’nın öyle hayvan sever bir belediye başkanı var ki herkes izin verse o bu konuda asla izin vermez. Hayvanların yaşam alanına saygılı bir belediye başkanı o. Bunu da “Sokak Köpekleri BAL ile BETY” filmine verdiği destekten biliyorum.

Bu güzel olan şeylerin bir tanesi. Bir başka güzellik de kısmetse benim de katılacağım Yamaç Paraşütü atlayışları.

Bafra belediye başkanı Hayvan, doğa sever Zihni Şahin’in büyük desteği, önderliği ve Bafra Hava Sporları Kulübü Başkanı Burhan Apaydın’ın gayretleri ile muhteşem bir atlayış alanı oluşuyor gibi. Gibi diyorum çünkü resmileşip dünya yamaç paraşütü atlayışlarına ev sahipliği yapabilmesi için gereken alt yapının bitmesi için biraz zaman ve desteğe ihtiyaçları var.

Atlama alanı iki büyük baraj gölünün manzarası ile Asarkale taş mezarlarının üstünde süzülmeye elverişli. Dünyanın sayılı yamaç paraşütü atlama alanı olacağından emin olduğum bu doğa harikası yerde ilk etapta konaklama ihtiyacı karşılamak için hemen atlama alanının altında olan Kapıkaya köyünün taşımalı sistem ile atıl duruma düşen okulu Bafra belediye başkanı Zihni Şahin tarafından pansiyon haline dönüştürülmeye başlanmış bile.

Bafra Belediyesi ile Bafra Hava Sporları Kulübünün birlikte organize ettiği Yamaç paraşütü etkinliğinin ilkini geçtiğimiz günlerde  Bafra Kapıkaya Tepesinde yapılmışlar.  Burada uçan pilotların ilk izlenimleri “ buranın Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri olduğu, termik ve dinamik bakımından uçuşlar için mükemmel olduğu, bu kadar güzel bir yer görmediklerini ve buranın bir turizm bölgesi olacağını ifade ettiler.” Paraşütçüler tek veya Tandem ile uçuşlar yapmışlar.

Yamaç paraşütü atlama alanı olmaya adım adım ilerleyen Kapıkaya Tepesinin oluşumun da Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın da desteklediği olduğu bana gelen duyumların arasındaydı. Yusuf Ziya Yılmaz’ın yaptırdığı ödüllü köpek barınağı ve kedi evlerini duyduğumdan bu yana bu projeyi de destekleyip neticelendirilmesinde katkısının çok olacağını düşünmekteyim.

Haydar Aksu öğretmenim  ile Burhan Apaydın öğretmenim gönüllü bir koşuşturmacının içindeler.  Bölgenin Turizm potansiyelini artırmak için canla başla kapıları aşındırıyorlar ve yüzlerini kızartıp kapı kapı dolaşıyorlar. Kuş cenneti ile, Baraj gölleri ile, atlama tepeleri ile, ve uçsuz bucaksız   sahilleri ile,  tarihi geçmişi ve kaya mezarlarıyla Turizm alanında bizde varız demek için birde dernek kurmuşlar. Dernek çatısı adlında 25 tane bölgeye rehber yetiştirmişler ama iş alanı oluşmamış daha, iş alanı olsun diye otel yapmak isteyen yatırımcılara ön ayak olmaya çalışıyorlar, pansiyonculuğu teşvik ediyorlar köylüyü bilinçlendirmeye çalışıyorlar, daha bir çok konuda yağlarında kavruluyorlar.

Başka güzel şeylerde oluyor Bafra’da. Bu güzel işlerin için de ki güzel insanları ve olayları daha sonra yazacağım.

Attığım başlık ile sizlerin bu yazıyı okutmayı başardım ise ve bu güzel olan şeylerden haberden edebildimse başlık işe yaramış demektir.

 

 

Fedai Çakır

24 Temmuz 2015, İstanbul

EVDE AVİZE YAPIMI,nasıl yapılır (resimli anlatım )

www.bilgblog.com

Evde basit ama güzel bir avize yapımı için sizlere bir fikir vermek istiyorum .

Gerekli olan malzemeler sadece bir balon ,ip ve tutkal.

İlk önce yapmanız gereken kullanacağınız elektirik duyunun capını ölçmek.

Balonunuzu şişirip kalemle altına ve üstüne iki daire çizin bu dairelerden üstte olanı duyun capında diğeri ise ampul takmak için elinizin girebileceği büyüklükte olmalı.

1

Artık ipinizi cizdiğiniz iki dairenin üzerinden geçmeyecek şekilde balonunuza sarın bu sarma işleminde her hangi bir düzen oluşturmaycak şekilde yapmalısınız hatta değişik rekli iplerde kullanabilirsiniz .

2

İpi arasından işik çıkabilecek şekilde aralıklı olarak sarmalısınız sarma işlemi bittiğinde sadece çizdiğiniz iki daire içinde ip olmamalıdır.

Bu hazıraldığınız balonun üzerine iplere  bir fırça yardımı ile tutkal sürün ve kurumaya bırakın kuruduktan sonra ise balonu söndürüp iplerin içinden çıkartın.

null

Duyunuzu hazırladığınız deliğe takıp asabilir veya abajur olarakta tasarlıyabilirsiniz.

Kolay gelsin.

NOT: Uğraşmak istemeyenler çeşitli avize modellerini buradan inceliyebilir.

OSAKA-500x500

LUMION-500x500

TYRON pembe-800x800

ALFA sarı-800x800

TÜRKİYE ve BANGLADEŞ’te BAYRAM TATİLİ

Yılardır bayram tatillerinde   ölümlü trafik kazaları nedeni ile  onlarca bazen yüzlerce insanımızı kaybediyoruz fakat hala bir düzelme yok. Eskiden otomobilerin bakımsız olduğundan yollardan bahsederdik ama şimdi trafikte eski araç kalmadı, yollar çift yönlü yapıldı yinede sonuç değişmiyor.

Yaptığım gözlemlerde insanlarımızın çoğunluğu büyük şehirlerde çalışıp bir otomobil aldığı zaman ilk imkan bulduklarında memleketlerine giderek dost ve akrabalarına arabalarını göstermek istemesi ,bu imkanıda daha çok bayram tatilerinde bulması en büyük tehlikeyi oluşturuyor .

Yeni sürücü olmuş veya uzun yılar sonra uzun yola çıkmış insanlarımız şehir trafiğinden kurtulunca ,şehirler arası yolların şehire nazaran tenha ve geniş olması dikkatlerinin azalmasına saatler süren yolun sıkmaya başlamasıda tehlikeyi en üst sınırlara taşıyor .

1970 li yıllarda aynı hatayı yurtdışında çalışan gurbetçilerimiz yapıyor bu yüzden çok kazalar yaşanıyordu  . Gurbetçilerimiz artık uçakla gelmeyi tercih ettiğinden bu olaylar bitti, ülke içinde şehirden şehire giden vatandaşlarımızda uçak veya tren ile yolculuk etme alışkanlığını elde ederse bu kazalarda en aza indirgenir.

Dünyanın 8 . kalabalık ülkesi olan Bangladeş %90 ı müslüman olması sebebi ile bayram trafiği yaşayan bir ülke onlar bile resimdeki şekilde yolculuk yapmalarına rağmen oran olarak bizden daha az insanını kaybediyor .

174983-gununfotograflari banglades

 

BAYRAM GELMİŞ NEYİME

Bayram yaklaştığın da televizyon muhabirleri ellerine alırlar mikrofonu ve çoğu eften püften olan sokak röportajları yaparlar. Muhabir sorar: “Eski bayramlar nasıldı?” Genelde birbirine benzeyen cevaplar olur “Eski bayramlar diyerek başlayan cümleler.

Bu gün bende kendimle röportaj yapayım dedim ve sordum kendime

– Eski bayramlar nasıldı?

Eski bayramlar inanılarak geçirilen bayramlardı. Yani gösterişten uzak, dini bayramlar dinin emrettiği şekilde kullanır milli bayramlar ise gerektiği şekilde coşku ile. İnsanlar saygılıydı, hoşgörülü ve sevgi dolu olurlardı en azından o günün bayramın hatırına bunları yapmaya gayret ederlerdi. Kimse kimseyi kırmamaya çalışırdı. Çalışırdı diyorum çünkü; Artık bayram da bile yol verdin vermedin kavgalarını yaşar olduk. Küsler vardır birde hani yıl için de bir nedenden dolayı birbirine küsler.

İşte bayramlar barış için bir fırsat olur, büyükler devreye girer barışın olmasını sağlarlardı yada küçük olan ben küçüğüm der el öpmeye gider barış yine sağlanırdı. Sağlanırdı diyorum eskiden bu kadar kin ve nefret sürdürülür değildi. Mahallenin çocukları el öpmek için kapı kapı dolaşırlardı hiç kimse o çocukları horlamaz, azarlamaz kapıdan bağırarak kovmazdı. Büyüklerin yada ailenin yanına gidilememişse içten üzüntüler yaşanır, gönül alınana kadar telefonlarla konuşulurdu. Konuşulurdu diyorum bayram tatilini bahane edip, büyükleri ziyaret edeceğine çogu hava olsun diye bir yerlere tatile giden ve büyüklerine çok sonra aaa biz “… şurada tatildeydik” diyerek hava atandan geçilmiyor artık.

Etrafımda bayramı bahane edip annesi babasının yanında tatillerini geçirmeyen çok insan gördüm, sonrada onları kaybettiğin de yalandan gözyaşları. Benim annem babam Allah’ın rahmetine kavuşalı çok oldu, lakin annesi babası yaşayanlara sesleniyor.

Vakit daha erken koş bayramı annen babanla yaşa doya doya hem de. Cahit ZARİFOĞLU’un şu mısraları bu günümüzü ne de güzel anlatmış; Eskiden sadece kışlar soğuktu. Şimdi ise, İnsanlar soğuk,yürekler soğuk…

Fedai Çakır

13 Temmuz 2015, İstanbul

573

ZOR OLAN

Düşündünüz mü? Sizin için zor olan nedir?

Hayat denilen yaşama çabası için de en çok zor olan şey nedir? Eğitim, İş, geçinme çabası karın doyurma sevdası mı?

Aslında hepsinin temelin de karın doyurma yatmaktayken çabalarımızın çoğu ise bunu aşıyor.

Bir araba almak, var ise yenilemek.

Yıllarca borca girip konut sahibi olmak,

Çocuklarımız için eğitimine dökülen, dershaneler, özel eğitim masrafları.

Senede 15 gün, her şey dahil tatil için harcanan paralar, ödenen taksitler.

Bol keseden alınan ayakkabılar, elbiseler ve.

Sırf lüks görüntüsü yüzünden AVM’ler de yemek için harcana paralar, kendimizi biraz daha gösterişli, daha zengin daha çaf çaflı göstermek için harcanan paralar ve bu paraları kazanmak için insanlığından çıkmış insanlar.

İnsanlığından çıkmış insanlar diyorum. Şöyle bir bakının kendinize ve çevrenize öyle değil mi? Çoğumuz.

Sadece karın doyurup sevdikleri ile zaman geçirebilse insan nasıl da yaşanır olur değil mi? Dünya.

Zor olan nedir dedik ya, zor olan aslında mala mülke bağımlı olmamak, mutluğu sevdiklerimizle geçirdiğimiz zaman olarak algılamak, yani zor olan yaptıklarımız değil yapmamamız gerekeni yapmak.

Bir zor olan daha var, aslında bu zor olanda bizlerin kolayı seçmemizden kaynaklanıyor. Ön yargı ile davranıp sevgimizi hep saklamamız ve göstermemiz. Bırakın kolaya kaçın ve doğayı, hayvanları ve insanları sevin.

Aşık olmaktan duygularınızı belirtmekten söylemekten korkmayın, sakin olun, stres yapmayın hiçbir şeyi hayata panik atak olarak yaklaşmayın hayata sukut olarak yaklaşın, unutmayın her şey varacağına varıyor zaten.

Mutluluğun formülü; mala mülke bağımlı olmamak, yaşamak için çalışmak, doğayı, hayvanları ve insanları sevmek, aşık olmak, duygularınızı saklamak, sakin olup yaşamı akışında değerlendirip yaşamak.

Kısaca zor olan, “basit olanları yapmak yerine, yaşamak için zoru seçmemizdendir.”

Bize yaşamın için deki çarkta ezilip gitmek normalmiş gibi öğretildi ve bizler bu öğreti içinde yaşıyoruz. Ama bil ki “Sürekli normal olmaya çalışırsan, asla ne kadar muhteşem olabileceğini öğrenemezsin.” (1)

 

Fedai Çakır

6 Temmuz 2015, İstanbul

Kaynak: (1) Sürekli normal olmaya çalışırsan,
asla ne kadar muhteşem olabileceğini öğrenemezsin.
Maya Angelou

ÇİÇEKLER İÇİNDE ÇİÇEK, ÖMÜR İÇİNDE Kİ EN GÜZEL ÇİÇEK

Canlıların ortak özelliği üremek ve çoğalmak, kendi türünün devamını sağlamak, dünya da var olma nedenlerinden başlıcasıdır.

İnsanoğlu da bu gaye ve amaç ile iç güdüsel hareket eder. Genç kızlarımız bir an önce evlenip çocuk yapma istemlerinin temelin de annelik hormonu ağır basar.

Uzun süre evli kaldıktan sonra bir sabah ayrılma kararı alıp, yeni bir hayata merhaba diyen benim bile bir erkek olarak şu dünyaya gelişim de yaptığım en güzel şeyin çocuğumun olması diyebilirim.

Öyle ise bir konuda ortak bir noktaya vardık; dünyanın en güzel olgusu çocuk ve bir çocuğu dünyaya getirip büyütmek.

Çocuk kitapları yazmamın nedenlerinden biri ise, çocukların saf ve güzel dünyasından kopmamak istememdir.  Çocukların saf dünyasından, kirlenmemiş ruhlarından öğrenebileceğimiz çok şey var aslında.

Hangimiz çocuklarımız için ölmez ki. Var olma nedenimiz için hangimiz canından vazgeçmez ki.

Bir çocuğun gözlerin de korkuyu gördüğüm de o korkuyu yaratanlara lanet etmekten kendimi alı koyamıyorum.  Biraz empati yapsa; büyümüş içinde ki çocuğu öldürmüş insanlar.

Hiçbir çocuğun gözlerin de korku olmaz değil mi?

Yanı başımızda cereyan eden savaşlar da, gözlere korku düşen çocukların, yürek acıtan görüntülerinin bitmesi için. O çocukların kendi çocuklarımız olduğunu bir an var saymamız yeterli olacaktır. Çocuklarını korumaya çalışan anne ve babaların da kendimiz olarak görseydik. Savaşlarda, zulümlerde biter.

İşte böyle bakmalı dünyaya çocuklar, çiçekler içinden. Saf, çıkarsız, mutlu, elinde var olanla yetinmeyi bilen. Onlardan çok şey öğrenmeliyiz aslında.

Fotoğraf: Arif Kemal Mazmanoğlu
Fotoğraf: Arif Kemal Mazmanoğlu

Çiçekler içinde bir çiçek, ömür için de ki en güzel çiçek…

Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı öldüremezsiniz.” (Che Guevara) Çocuklar bizlerin baharıdır.

 

Fedai Çakır

20 Haziran 2015, İstanbul

 

NE YAZACAĞIM?

Yazı yazma süreci bazen çok sancılı olabiliyor, yazacak konuya adapte olmak sonrada o konuyu akıcı bir dil ile satırlara aktarmak mümkün olmayabiliyor. Mal mal ekrana bakıp ne yazsam bu hafta dediğim günler çok oluyor.

Bazen siyasetin yapmış olduğu yıpratıcı etki karşısında, çökmüş, umutsuz ruhları yazayım diyorum, yazmaya başladığım da ise yazamıyorum. Nedeni genelde ben dahil siyasi konulardan gına gelmiş olmamız oluyor.

Bu hafta da yazmak istemiyorum; Nedeni mi?

  • Doğu Türkistan da Çin’in yaptığı soy kırım ve zulüm görüntülerini izledikçe bireysel bir şey yapamıyor olmaktan dolayı yaşadığım çaresizlik ve Türkiye’nin sessizliğini anlayamamış olmamım verdiği üzüntüden dolayı yazmak istemiyorum.
  • Başta Irak, Suriye ve Ortadoğu topraklarında yaşanan kanlı çatışmaların verdiği masumların ve halkların çektiği zulüm’e dünyanın seyirci kalmasını anlayamamanın verdiği üzüntüden dolayı yazamıyorum.
  • Edirne de bir bekçi köpeğini pompalı tüfek ile vuran vahşi insanın savcılık tarafından serbest bırakılmasını anlayamamanın verdiği üzüntü yüzünden yazamıyorum.
  • Bizleri koruması düzeni sağlaması gereken bir mesleğe ait İzmir Çiğli de komiser yardımcınsın soğuk kanlılıkla bir köpeği tabancası ile vurmasının nedenini anlayamamanın verdiği üzüntü yüzünden yazamıyorum.
  • Tecavüz edilip vahşice öldürülen Özgecan’ların ve Cansu’ların yaşadıkları bu topraklarda ki erkekleri anlayamamanın verdiği üzüntü yüzünden yazamıyorum.
  • Daha nice kadına yaşatılan şiddetin nedenini anlayamamanın verdiği üzüntü yüzünden yazamıyorum.
  • Adalet denen olgunun sadece bir kadın ismi olduğunu düşünüp Vefa’nın da bir semt adı olduğunu anladığımdan yazamıyorum.
  • 6 yaşında eğitim adına yarışa başlatılan çocukların, yetişkin birer olduğu halde neden eğitim adı altında Gazi at koşusuna yetişen at gibi yetiştirildiğini anlamamadığımdan yazamıyorum.
  • Üç beş kuruş fazla harcama yapmamak için işçilerin hayatını hiçe sayan şirketlerin neden insan hayatına önem vermediklerini anlayamadığımdan yazamıyorum.

Niçin yazamadığımı, yazmaya kalmak, yazabileceğim en uzun yazı olacak gibi. Psikolojisi bozulmuş bir toplumun psikolojisi bozuk yazarlardan mı oldum.

Tek tesellim, hayallerim… Hayallerim ve umutlarım yaşamak için her daim bir neden sunuyor bana.

Hayallerime inanan, hayal ortağı lazım bana… Dünyanın kötü insanlarını unutturacak.

 

Fedai Çakır

29 Haziran 2015, İstanbul

polis_kopek_cinayet

 

 

 

 

HEDİYELİK SABUN YAPIMI , bebek sabunu nereden bulunur,nasıl yapılır

11637975_1052430161453021_1731183417_n

Merhabalar bugün sizlere cicili bicili hediyelik sabunlardan bahsetmek istiyorum. Son zamanlarda kına gecelerinde, nikahlarda bebek doğumları, bebek  mevlütlerinde hatta doğum günleri ,diş buğdayı partilerinde dağıtılan, küçük sevimli ve mis kokulu hediyelerden bahsetmek istiyorum.

Bebekmi bekliyorsunuz,, hediyelik sabunlarınızı  kendiniz hazırlaya bilirsiniz yapması çok kolay ve bir o  kadarda  zevklidir hastane odanızın bir köşesine mis kokulu sabun buketi yapabilir .Gelen misafirlerinize dilediğiniz modellerden küçük kutularda sabundan  hediyeler yapabilirsiniz.Veya bebek mevlüdünüzde dağıtabilirsiniz.

Evlilik hazırlıklarındaysanız nikah şekerlerinizi veya kına gecenizde küçük dağıtılan hediyelikler yapabilirsiniz sevdiklerinizle bu güzel heycanınızı paylaşabilirsiniz.

Yapması çok kolaydır önce modelinize karar verip kalıp, sabun bazı  (sabun alırken çok ucuz bazlara dikkat edelim bazı sabunlar erime yapabiliyor emeğiniz boşa gitmesin)  esans ve boya almanız gerekir.  Sabunu eritip  kalıplara döküp 10 , 15 dakika sonra hazır , sonrası sizin hayal  gücünüze kalmış .

Kokulu sabun yapımını etraflıca anlattığım makalemi buradan inceleyebilirsiniz.

Çeşitli kutulara koyabilirsiniz kutunun içine önce gramafon kağıdı alıp ince keserek sabunun altına koyabilirsiniz  (gramafon kağıdı kırtasiyelerde bulabilirsiniz)   veya doğal rafya kullana bilirsiniz kutunun üzerine seçeceğiniz dantel veya saten kurdelayla bağlayıp birde yazı iliştirirseniz kurdelanıza hediyeniz hazır . Veya kutu pağlı oluyor yapımıda zor diyorsanız küçük keselere sabunlarınızı koyabilirsiniz seçim sizin

HOŞÇAKALIN.

Hazır ürünleri ve fiyatlarını buradan görebilirsiniz

11122413_1052913234738047_937293397_n 11637974_1052922691403768_1384133420_n 11650665_1052916461404391_1759038448_n 11652063_1052922838070420_1169140032_n 11652149_1052922671403770_2068302296_n 11657450_1052925831403454_1351910653_n 11657522_1052917798070924_1361222871_n

10733556_1052429398119764_1216552851_n 11124470_1052430788119625_133820656_n 11125811_1052429768119727_241997687_n 11270143_1052429588119745_1635166621_n 11324181_1052431314786239_733333823_n 11541115_1052430638119640_2133977987_n 11637975_1052430161453021_1731183417_n 11647139_1052431761452861_809493696_n 11650532_1052429964786374_458659293_n 11650586_1052431138119590_1941263030_n 11651221_1052429881453049_1149598900_n 11651340_1052429504786420_1267098221_n 11653390_1052430221453015_1461480508_n 11655328_1052429458119758_1099877436_n 11657375_1052429654786405_1502309999_n 11657489_1052431584786212_950940741_n 11657553_1052429541453083_1334929761_n 11663933_1052430104786360_208771010_o 11667985_1052431674786203_679389409_n

 

 

İçi Boş Spot KAMU SPOTU

Uydu üzerinden yayın yapan yüzlerce yerli kanal mevcut, bunların kimisi o bölge ve yöreye ait olan yerel kanallar, kimileri ise nereye ve kime ait olduğu belli olmayan televizyon kanalları. Kime ait olduğu belli olmayan bu kanallar genelde müzik yayını ve Türk filmleri oynatıyor. Düz mantıkta bakınca sıkıntı yok, ama ticari açıdan bu yayınları yapabilmesi için belli bir miktar bütçeye sahip olmaları gerekmiyor mu ? Peki bu bütçeleri nereden buluyorlardır acaba diye insan düşünüveriyor.

Türkiye’nin büyük televizyon kanallarını izlerken zaman zaman reklam arasında veya programlar başlamadan önce devlet tarafından hazırlanmış “Kamu Spotu” adı altında zorunlu tanıtım yayınları var. Bu yayınların amacı halkı bilinçlendirmek için yapılmaktadır. Sonuç olarak Devletimiz bizlere insan olarak değer verdiğini göstermek için bizi bilgilendirmeye çalışıyor.

Mesela onlardan bir tanesi şöyle;

“Sigarayı bırakmak için televizyonda yayınlanan bir reklam üzerinden haplardan aldım. Tam geçiyormuş derken aslında ……” diye devam eden gerçekte iyileştirmekten çok vücut fonksiyonlarını bozan ilaçlar satılıyormuş.
Kime ait olduğu belli olmayan ve bütçeye ihtiyacı olan bu kanalların nereden bu bütçeyi yarattığı ortaya çıkıyor.

Şimdi bunlarla ilgili şu sorular aklıma geliyor.

Peki bu ilaçların Türkiye ye sokulmasında sağlık bakanlığının rolü ne kadar ?

Kimler neden onay veriyor ?

Eğer onay veriyorsan da insanların bu ilaçları kullanmasında bir sakınca olmadığı anlamına gelmiyormu ?

Diyelim ki onay vermedin neden bu kanallar bu tür cinsel gücü arttırıcı, sigarayı bıraktıran, insanları zayıflatan bu hapları satabiliyorlar ?

Bunlara yayın yasağı getirilemiyormu ?

Benim fikrim bu meselenin de meclise taşınması ve hakkında meclis kararı alınarak bunların üzerine gidilmesidir. İnsanlarımız bazıları para kazansın diye bu ülkede her gün ölümle burun buruna getirtiliyor. Bu kişi ve kurumlar kimse devlet bir an önce onlara ulaşmalı onlara insanların sağlığı ile oynadıkları için gerekli cezai işlemleri uygulamalıdır. “Kamu Spotu” hazırlamayla bu işin önüne geçemezsiniz. Onu hazırlamanı sağlayan ürünleri ülkemize sokmaz isen zaten bu spotu hazırlamana gerek de kalmayacaktır.

Artık bilinçli bir toplum olalım. Bu tür yayın yapan kanallara ve bu ilaçları satanlara pirim vermeyelim. Daha sağlıklı bir nesil yetiştirelim. Tabi bunu yaparken de devleti yanıbaşımızda hissedelim.

Oktay ERDEM

EVDE DUVAR STİCKERİ YAPIMI (duvar panosu nasıl yapılır.)

STİCKER  Evinizde duvarlarınızı süsleyecek bir sticker yapmak için gerekli malzeme sadece bir kıl testeredir.

kıl testereTabiiki birde sabır ve dikkat gerekli.

İlk önce yapmanız gereken yapacağınız modelin resmini bulup hangi ölçüde yapacaksanız ölçülü olarak  o büyüklüğe getirip 3 mm. kalınlığında istediğiniz bir renkte mdf malzemenin arkasına çizmeniz.

Çizim işlemi bittikten sonra  kıl testere ile çalışabilmek için çizgilerin 2 veya 3 cm kadar dışından kabaca malzemeyi kesin eğer büyük bir  pano düşündüyseniz bunuda 3 hatta 4 e bölerseniz çalışırken kolaylık olur.

Artık sabır ve dikkat isteyen kısmı başlamıştır ,gayet dikkatli ve temiz olarak malzemeyi kırmadan kıl testere ile çizgilerden kesmeniz gerekiyor.

En zor olan kısmı kesim kısmıdır bu işlemi bitirdikten sonra mdf malzemenin rengine göre kesim yerlerini ince bir fırça ile o renge boyayın ve silikon ile taşırmadan duvarınıza yapıştırın .

Not: Burada yazması kolay ama bitene kadar epey zorlandım ,hatta başladığıma pişman bile oldum .Bitince bu sıkıntıları unutuyor insan.

ağaç-ve-kuşlu-duvar-sticker-modelleri Bebek-odası-duvar-ayıcık-ve-kalp duvar-sticker-modelleri-5 içerik

DUVAR PANOLARINI BURADAN SATIN ALABİLİRSİNİZ

Bilginin Buluştuğu Adres