Yaradan’ın Dilsiz Şahitleri Onlar

Yaradan’ın dilsiz şahitleridir onlar, insanların gerçek dostlarıdır.
Size hiç darılmazlar, bırakıp gitmezler. Beklentileri sadece sevgi, sıcacık bir okşama ve kucaklamadır.
Bir lokma ekmek ve bir kap su karşılığında koşulsuz sadakat ve sevgi verirler. Koruma içgüdüleriyle ölümüne severler sizi, gerekirse de sizin için ölümü göze alırlar.
Bakışlarıyla zaman zaman bir şeyler anlatmak isterler bizlere, eğer onları anlamazsanız “neden beni anlamıyorsun” demezler.

Bu kadar hoşgörüye sahip bir canlının insan olmadığını herhalde anlamışsınızdır. Acaba dillerini anlamış olsaydık hayatın çekişmeler ve kavgalar için ne kadar boş olduğunu, koşulsuz sevgi ve sadakatin ne demek olduğunu, her şeyin para ve pul olmadığını bize anlatırlar mıydı? Belki de kendi dünyalarında bizim düştüğümüz bu acınacak durumu konuşup ne kadar boş yaşadığımızı konuşuyorlardır.

Biz geneline “hayvan” diyoruz bu canlıların. Kızdığımız zaman insanlıktan nasibini almamış iki ayaklı yaratıkları da bu güzel canlıların ismiyle anıyoruz. Ben insan olmanın ne demek olduğunu bilmeyen bu varlıklara “yaratık” veya “cani” diyorum. Bu “yaratıkları-canileri” gören bu insan dostları zaman zaman iyi ki bu iki ayaklı yaratıklardan olmamış da hayvan olmuşuz diyorlar mıdır?

Öteki Dünya’nın hesabını yapan bu “yaratıklar-caniler” şunu da unutmasınlar ki o canlılar sizlerden bu yaptıklarınızın hesabını mutlaka soracaklardır. “Yaratılanı severdiniz Yaradan’dan ötürü” hani? Bu canlıları sizler mi yarattınız da eziyet etme hakkına sahip oluyorsunuz?

Bu yazıyı okuyanlardan bugün bir ricam olacak. Sizler de eminim iyi birer hayvansever olduğunuz için bu yazıyı sonuna kadar okudunuz. İsteğimin daha fazlasını yapıyor olduğunuzdan da hiç şüphem yok. Fakat hayvansever olup da bazen gözden kaçırmış olabilirsiniz diye düşünüyorum. Çünkü zamanında bende gözden kaçırmış ve önemsememiştim. Ne olur bugün sizin için önemsiz fakat onlar için hayati önem taşıyan artan yemeklerinizden bir kısmını bir kabın içinde sokak kapınızın önüne koyar mısınız. Akşam başınızı yastığa koyduğunuzda, hiç olmadığınız kadar huzurlu bir uyku çekeceğinizi garanti ediyorum.

Oktay ERDEM

PUDİNG DOLGULU KAKAOLU KEK TARİFİ (resimli anlatım)

hhhhh

MALZEMELER

3 Yumurta

1 Su bardağı toz şeker

1 Çay bardağı süt

1 Çay bardağı sıvı yağ

2 Tepeleme kaşık kakao

1 Su bardağından biraz fazla un

2 Kaşık dövülmüş fındık

1 Paket kabartma tozu

1 Paket vanilya

KREMASI

2 Paket vanilyalı puding

HAZIRLANIŞI

 Önce yumurta ve  şekeri çırpalım.Diğer malzemelerle  birlikte çırpmaya devam edelim, unu kekin kıvamına göre ilave edelim. Yağladığımız fırın tepsisine( borcam olabilir ) kekimizi boşaltalım .Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında yarım saat kadar pişirelim keki kürdanla kontrol edip fırından çıkaralım. Biraz soğuduktan sonra yuvarlak delikler açalım 1 paket vanilyalı puding yapıp önce açtığımız delikleri doldurup sonra kalan pudingimizi üzerine dökelim. Deliklerden çıkardığımız kekleri robottan geçirip kremalı kekimizin üzerine serpelim.Dilerseniz üzerine damla çikolata veya çikolata sosu dökebiliriz. Birkaç  saat buzdolabında beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

 AFİYET OLSUN

10634318_991719177524120_565662129_n 11081833_991719280857443_1108280757_nhhhhhhhhhhhh ggggg

KAKAOLU ISLAK KEK TARİFİ,ıslak kek yapımı

MALZEMELER
3 Yumurta
1 Su bardağı toz şeker
1 Su bardağından biraz az sıvı yağ
1 Bardak süt
2 Çorba kaşığı kakao
1 Paket vanilya
1 Paket kabartma tozu
3 Su bardağı un
SOSU İÇİN
1 Su bardağı süt
1 Su bardağı toz şeker
Yarım su bardağı sıvı yağ
1 Çorba kaşığı kakao

HAZIRLANIŞI

Önce yumurta ile şekeri çırpalım ,sonra sırasıyla süt ve yağı ilave edelim .(Ben un kakao vanilya kabartma tozunu eleyerek ilave ediyorum.) Hepsini karıştırıp  yağladığımız fırın tepsisine dökelim.Önceden 180 derecede ısıttığımız fırınımızda yaklaşık 30 dakika pişirip ,kürdanla kontrol edelim,  pişen kekimizi fırından alıp  soğumaya bırakalım.Bu arada sosumuzu kısık ateşte tüm malzemeleri şeker eriyene kadar karıştırıyoruz. Ilınan kekimizi kare şekilde keselim  üzerine eşit olarak sosumuzu yayalım. Dilerseniz üzerine dövülmüş fındık veya fıstıkla süsleyebilirsiniz.

AFİYET OLSUN

kakaolu kek

Gurme mi Dediniz Pardonnn???

Bugün uzun zamandır kafama takılan bir konu hakkında yazmak istiyorum.

Neredeyse tüm TV kanallarında ve bazı gazetelerin hafta sonu eklerinde yemek programları ve “gurme” diye adlandırılan insanların yaptığı programlar oldukça revaçta, ilk önce “gurme”nin ne demek olduğunu ve sözlük anlamını paylaşmak istiyorum.

Gurme” yemeklerin, şarap ve kahve gibi içeceklerin tatlarını birbirinden ayırabilen duyarlı damağı olan kişilere verilen isimdir.

O zaman şunu mu anlamamız gerekiyor;
Yediği ve içtiğinin lezzetini, tadını, kıvamını, tuzunu vs. anlıyorsun ve ona göre işletmeye puan veya değer veriyorsun mudur ?

En azından benim internetten bulduğum bu tanımdan anladığım bu sonuç çıkıyor. O şekilde anladığım için de bu yazıyı yazmayı kendime görev edindim.
Bizim “gurme”lerimizi izleyin veya okuyun bugüne kadar gezip, yiyip içtikleri yerler hakkında hiçbir olumsuz yazı veya yayın yapana denk gelmiyoruz. Varsa da ben gözden kaçırmışımdır.
O zaman aklıma şu soru geliyor. Demek bu “gurme” denen insanları bu mekanlara mekan sahipleri davet ediyor ve bu davet karşılığında iyi ağırlandıkları için de kötü bir şey yazamıyorlar. Daha da suyunu çıkarsam demek ki bu insanlar bu müesseselerden ekstra ücret, gazete ve tv‘ler reklam vs. türü işler mi alıyordur acaba ? Yayınları inceleyin hiçbir müessese tuzunu bile fazla kaçırmış olamazmı ?

Onlara uyup bende bazı önerdikleri mekanlara yemek yemeye gittim. Hiç te söyledikleri gibi olmadığını gördüm.

Aslında sorun yapanda değil yaptıranda,

Sevgili yöneticiler;
Bu insanlara bu tür programları yaptırırken hiç bu tür eleştirilerin gelebileceğini düşünmüyormusunuz. Belki de o insanlara bu programları yapmaları için bütçe vermiyorsunuz ki onlarda çözüm bulup bu tür davetlere katılarak bu programları yapmak zorunda kalıyorlardır. Davete icabet etmiş bir insan nasıl eleştiride bulunabilir ki ?
Günün sonunda kandırılan yiyen okuyucu/izleyici oluyor. Tek günahları sizlere inanıp o mekanlara gitmeleri ve günün sonunda mutsuz çıkmaları.

Bu arada bu işi hakkıyla yapanlara sözüm yok,

Yazacak o kadar çok şey varki bu konuyla ilgili ama uzatırsam konunun anlaşılabilirliğini yitirebileceğini düşündüğümden ötürü bugünlük sadece giriş bölümünü yazmak istedim. Duruma göre gelişme ve sonucuna daha sonra devam edebilirim.

Bu arada unutmadan bende bu tür programlar yapmak istiyorum. Zorlanacağımı da hiç sanmıyorum.

Çünkü format belli,

Oktay ERDEM

ÇOCUĞUNUZ NEZLE Mİ GRİP Mİ ?

Grip ve nezlenin sık sık birbirine karıştırıldığını da vurgulayan Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, soğuk havaların kabusu gripten nasıl korunmak gerektiğini açıkladı.

Havaların soğuk olduğu dönemlerde ortaya çıkan nezle ve gribin genelde birbirine benzer bulgular gösterdiklerini belirten Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, “Grip nezleye göre daha ağır seyreder ve grip sonrası özellikle bakteriyel enfeksiyonların tabloya eklenmesiyle bazı komplikasyonlar ortaya çıkabilir” dedi.
Gribin hem daha ağır seyretme hem de komplikasyonlar geliştirme riskinin olduğu grubu Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, şöyle anlatıyor: “Kalabalık ortamlarda bulunanlar, çocuklar, yoğun seyahat edenler, hamileler ve 60 yaş üzeri kişilerde, savunma sistemi zayıf kişilerde, kronik hastalığı olan kişilerde grip daha ağır geçiriliyor” dedi.
İyileşme Süreci 1-2 Hafta Sürüyor
Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, Gribe yakalandıktan sonra seyreden süreci şöyle anlatıyor: “Grip de ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, kas ağrısı, titreme, halsizlik, yaygın vücut ağrıları olur. Çocuklarda ve yaşlı kişilerde daha ağır seyreder. Grip tedavisinde özel virüs ilaçları ve belirtilere yönelik destekleyici tedaviler uygulanır. İyileşme süreci 1-2 hafta sürer. Etkili bir tedavi ile hastalık süresi kısaltılır ve yaşam kalitesi artırılabilir. Rahatlatıcı tedavi olarak ağrı kesiciler, bol sıvı tüketimi ve yatak istirahati önerilir.” Akgül Akpınarlı Antony,hastalığın buluşma yolları hakkında ise şunları söylüyor: “Hasta olan kişiler ile ayni ortamlarda bulunmak, tokalaşmak, öpüşmek, yakın mesafede konuşmak, hapşırık ve aksırık ile dışarıya atılan vücut sıvılarıyla temas ve yine ellerimize bulasan virüsler ile hastalık yakınımızdaki kişilere kolayca bulaşır.”
Gribin iyi tedavi edilmediğinde zatürree gelişimine neden olabileceğini belirten Akgül Akpınarlı Antony, “Düşmeyen ateş, şiddetli geçmeyen öksürük, nefes darlığı ve öksürükle birlikte sarı-yeşil renkte veya kanlı bir şekilde balgam geliştiğinde mutlaka doktora danışılmalıdır. Gribin ağır seyrettiği grupların başında çocuklar gelir. Astım, egzama gibi alerjik hastalığı olan çocuklarda grip sonrası zatürree, ortakulak iltihabı, sinüzit, bronşit gibi solunum yolu enfeksiyonları ve diğer sistemleri ilgilendiren komplikasyonlar daha fazla görülmektedir” açıklamasında bulundu.

Nezle Kendiliğinden Geçer..
Nezlenin gribe göre daha hafif seyrettiğini belirten Akgül Akpınarlı Antony, “Nezle kendiliğinden geçen halk arasında üşütme olaraktan adlandırılan soğuk algınlığıdır. Virüsler ile oluşur. Virüsler vücuda girdikten birkaç gün sonra hastalık belirtileri başlar. Ani burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı, boğazda gıcık oluşması, öksürük, koku ve tat duyumunun azalması, gözlerde kızarma, sulanma ve yanma belirtileri arasındadır. Ateş genellikle normaldir, ama bazı kişilerde hafif yükselebilir. Birçok hastada yorgunluk, keyifsizlik, bitkinlik hali görülür. Baş ağrısı olabilir. Birkaç gün süren belirtiler bir hafta içinde kaybolur” açıklamasında bulundu.
Gripten Korunmak İçin Neler Yapmalıyız?
• Hasta kişilerden uzak durmak
• Hasta kişilerin temas etmiş olabileceği şeylere dokunduktan sonra mutlaka ellerimizi yıkamak
• Ellerimizi mümkün olduğunca gözlerimize, burun ve ağız bölgemize sürmemek
• Öksürme ve hapşırma sırasında mümkünse ağız ve burnumuzun mendille kapatılması ve mendilinde başka kişilere ve ortamlara temasının önlenmesi
• İstirahat
• Bol sıvı
• Kalabalık kapalı ortamlara çok girmemek
• Vitamin acısından zengin olan bol sebze ve meyve ile beslenmek
• Hastalık ağır seyretme eğiliminde olduğunda mutlaka doktora gitmek
• Gripten korunmanın en etkili yolu grip asisi olduğu için kısa girmeden önce grip asisi olmak
Özlem Süer

SİTEM ETME HABERİ YOK SEVDANIN…

Ben Sevdimse Buna Kim Karışır

Sevmek yeterli olmalı iki insanın bir araya gelebilmesi için, gel gör ki ne mümkün.

Aile arkadaş çevresi derken iki insanın hayatına musallat olan binlerce tavsiyeler binlerce önermeler, yargılamalar, sorgulamalar sıralanır.

Ne mümkün sen sevdinse kim karışır.

Sanki hayat, yaşam çok  adil ve dört dörtlükmüş gibi beklenir iki insanın beraberliğinde dört dörtlük her şey.

Uyum için de olmalı;

Boy pos endam güzellikleri ile yakışmalı iki insan birbirine,

Sosyal etrafları, yaşantıları, aile ve çevre kültürleri birbirine yakın olmalı iki insanın,

İlla yaşıt olmalı hadi erkek biraz büyük oldu diyelim kadın büyük olmamalı iki insanın,

Erkek büyük dedikse kızın babası yaşında demedik illa olmalı bir arkadaş ve aile çevresinin kabul edeceği bir oranda iki insanın,

Yok yok ben sevdimse buna kim karışın demeyin. Karışan o kadar çok olur ki sevdiğine de seveceğine de pişman eder o iki insanı.

Ne zordur seven iki insanın hayatı, ondan mıdır yeni trend yalnızlık.

Sevişmeye varım diyen kadınlar/erkekler, bir çok sebepten olmaz diyen kadınlar/erkekler.

Ben Sevdimse Buna Kim Karışır: Çevre, toplum, aile, arkadaşlar, karşı komşu, yan apartmandakiler, sokaktaki esnaf, annenin arkadaşı, babanım kuzeni, en yakın arkadaşın, ……

Halbuki ne çok yakışır benim soy adım sana.

Fedai Çakır

13 Mart 2015, İstanbul

 

VAFIL NASIL YAPILIR ( WAFFLE tarifi)

vafıl

MALZEMELER       (9-10 adet)

4 Yumurta

4 Çorba kaşığı toz şeker

2 Su bardağı süt

Yarım çaybardağı sıvıyağ

100 gr tereyağı

Yarım pk kabartma tozu

1 Paket vanilya

7 tepeleme kaşık un (az  veya fazla olabilir  kıvamı krep hamurundan az koyu olacak şekilde ayarlayın.)

ÜZERİ İÇİN

Kivi muz

Çilek

Bir kavanoz kremçikolata

Fındık fıstık ceviz

Hazır çikolata sosu

YAPILIŞI

Malzemelerimizi derin bir kapta karıştıralım, krep hamurundan cok az koyu kıvamlı olacak. Vafıl makinesi veya tavamızı ısıtıp az yağlayalım.Bir kepçe makinamıza döküp bir iki dakika pişirip alalım. Bu tarifimizle 9 -10 adet vafılımız olur.

Vafılımızın üzerine krem çikolatamızdan sürüp istediğiniz  meyvalar ve dövülmüş fındık fıstık ilave edebilirsiniz, en son çikolata sosuyla süsleyerek servis edelim.

AFİYET OLSUN.

PENCERE KANATLARI NASIL AYARLANIR (resimli anlatım )

bilgblog

Evinizde pencere kanatlarınızın düşmesi nedeni ile oldukça ısı kaybı yaşarsınız ama bu iş için ustayı getirmek oldukça zordur bu nedenle size kendinizin bu işi nasıl yapacağınızı resimli olarak anlatmak istiyorum.

Pencere kanatlarının düşmesini önleyen şey aslında camdır yani kanat düşmeye engel olamaz cam onu yukarıda tutar bu yüzden camı takozlamamız gereklidir .

İlk önce bir ıspatulayı  cam çıtalarının çizgisine sokup kanırtırarak çıtayı yerinden sökün ,unutmayın her zaman uzun çıtalar önce sökülmesi gerekir ve daha kolay olur .

ıspatula

Camı yeriden aldıktan sonra menteşe tarafının alt köşesine 0,5 cm kalılığında tahta takozlar koyun ( menteşe tarafının alt köşesine ve dik olarak menteşe tarafına 2 adet) resimde kırmızı çizgilerle cizdiğim yerlere.

pencere1

Camı bu takozların üzerine tekrar koyun ve alt çıtayı plastik veya tahta çekiçle yerine çakın evinizde böyle bir alet yoksa bir bez koyarak normal çekiçlede çakabilirsiniz böylece doğramaya zarar vermemiş olursunuz. (cama dikkat edin çekiçle camı kırmayın.)

Bir manivela (uzun sağlam bir odun keser sapı olabilir.) yardımı ile kanadı kol tarafından yukarı kadırıp kol tarafının üst köşesinede alt köşede yaotığımız gibi tahta takozlar sıkıştırın burada sıkı bir şekilde yerine sokmalısınızki daha sonra düşmesin. Aşağıdaki resimde kırmızı ile çizilmiş yerlere şıkıştırmalısınız .

pencere2

Burada verdiğim resimler sağ açılım bir kanatır ,eğer sol kanatsa tam tersi olacak unutmayın menteşe tarafının altına, kol tarafını üstüne takoz konacak.

Daha sonra ilk önce üst çıta sonra yan çıtalar takılacak. (yan çıtalar genelikle uzun olan çıtalardır eğer sizin kandınızda uzun çıta üst ve alt çıtalarsa o zaman ilk önce yanları takarsınız sonra uzun olan çıtayı esneterek daha kolay takarsınız ,tabii ki yine çekiçle çakarken doğramaya ve cama zarar vermeyin.

Kolay gelsin.

GÜZEL ANLAM İFADE EDEN KELİMELER

Babıali (Cağaoğlu), Kapalı Çarşı esnafının için de çok ecnebi (1) vardır. Ermenisi, süryanisi, Yahudisi vs.  Bu esnaflar bir Türk’ün, Müslüman’ın dükkanına girdiğinde “Selamün Aleyküm” diye kapıdan girerdi. Cevap olarak da genelde oo merhaba …….. Efendi, hoş geldin diye karşılık alırdı.

Ecnebi vatandaşlarımız “Selamün Aleyküm” kullanmasının en temel nedeni saygı ve sevgi göstermesinden di. Esnaflar arsında gizli bir sevgi ve saygının temsiliydi.

“Selamün Aleyküm” Allah’ın selamı alamamak olmaz duyarlığıyla büyüyen nesiler olduk hep.

Böylesine güzel ilkelerle büyüyen bu nesil’in geldiği son nokta

“Selamün Aleyküm” dışında selamlama kabul etmeyen bir kesim oluştu. Yok ben karşılaşmadım demeyin sadece dikkat etmemişsinizdir.

Merhaba, naber nasılsınız, ne var ne yok, nasılsınız gibi kelimeleri kabul etmeyen bir kesimden bahsediyorum. İlla “Selamün Aleyküm” demeniz gerekiyor yada onu diyene kadar size dikte eden bir anlayışla karşı karşıya kalıyorsunuz. Bazıları da hiç duymazdan geliyor siz “Selamün Aleyküm” diyene kadar size cevap bile vermiyor.

Telefonda Alo yok, “Selamün Aleyküm” var. Ve sizinde öyle çıkmanızı bekleyen bir kesim. Peki bunun din ile alakası var mı? Elbette yok.

Komünizm en yaygın olduğu dönemlerde çok güzel bir kelime olan “Yoldaş” kelimesi birilerinin siyasallaştırması yüzünden kullanamaz olan bir kesim olmadı mı? Çünkü bu kelimeyi kullandığın da komünist yaftasını yiyor toplumda renk belli ediyordu.

Allahın selamını temsil eden “Selamün Aleyküm” siyasallaştırıp belli bir partinin kelimesi gibi telefuz eden ve ben bu partidenim dercesine sizlerin gözüne sokmaya çalışanlara duyurulur. Allah’ın selamını kirletmeyin. İslam dininin hoşgörü dini olduğunu hep söylüyoruz selamları almamazlık, duymazlıktan gelmek de neyin nesi. Ayrıca bu toplumda sadece Müslümanlar yaşamıyor değil mi?

Bana katılır yada katılmazsınız ama benim gördüğüm “Selamün Aleyküm” ile “Allah’a emanet ol” mısrası oldukça belli bir siyasi görüşe mal edilmeye başlanmış. Selamlamayı ve bu güzel mısrayı lütfen siyasete yem etmeyin.

Bırakın hepimiz ortak kullanalım.

 

Fedai Çakır

9 Mart 2015, İstanbul

EVDE DAMITMA NASIL YAPILIR, distilasyon yapmak

Daha önceki yazılarımda rakı yapımını ve imbik yapımını yazmıştım bu konuda çok sorularla karşılaştığım için bu yazımda evde damıtma işleminin inceliklerini kendi tecrübelerime dayanarak anlatmaya çalışacağım.

RAKI  MALZEMELERİNİ BURADAN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ

yedi7 logo 500

En önemlisi bu iş elektirik ocağında olmuyor internette yazılan çok bilgi var ama hepsi kendi uygulayıp deneyerek yazmıyor , damıtma işleminde kısık ateş şart elektirik ocağı ise kısıkta bile aynı sıcaklıkta çalışıyor sadece otomatiği daha erken atıyor yani devreye girince hızla ısıyı yükseltiyor kapanınca hızla soğuyor bizim istediğimiz düşük, sabit ve devamlı sıcaklık buda ancak ocakta ayarlamakla yapılabiliyor.

Aşağıdaki resimde olduğu gibi tencerden çıkan hortumu yukarıya astım çünkü tencerede alkol haricinde suda var ve su 0 derceden 100 derceye kadar her sıcaklıkta buharlaşır yani kaynama noktası 100 diye yüze kadar su gelmeyecek sanmayın ,su molekülleri alkole oranla daha ağır tencerden cıkan buhar yukarı çıkarken bir kısmı tekrar sıvılaşıyor bende bu hortumda içini gördüğüm için bu yoğunlaşmış olan sıvının yukarıya kadar ulaşmasını engelleyecek şekilde ocağı kısıyorum çünkü bunlar daha çok su.

damıtma 2

Yine internette birçok yazıda kolonlu tencerelerle damıtımda %90 ,%95 saflaştırmadan bahsediyorlar ki, bu rakıda istenen bir saflık değildir genelde yurtdışı sitelerde viski yapımını araştıranlar rakıyı da aynı yolla yapmaya çalışıyorlar halbuki rakının aroması için %80 saflığı geçmemek lazım ,yüksek saflık anasonlu alkol yapmanızı sağlar bu rakı değildir.

Özellikle ilk damıtımda elde edceğiniz alkol daha düşük derecelerde beyaz ve kötü kokulu olacaktır  ,ikinci damıtımda biraz daha yüksek yüzdeleri yakalarsınız daha berrak bir alkol elde edersiniz ama üzüm aromasının kalmasını istiyorsanız %80 in üzerinde bir saflık için uğraşmayın .

İkinci damıtımda eğer maişeyi su damacanası ile yaptıysanız çıkan sumanız bir tencereye sığacak kadardır yani ilk damıtımda maişeyi bitirmek için 4 tencere kaynattınız 2 damıtımda sadece 1 tencere kaynatıcak olduğunuzdan daha yavaş ve kısık ateşte yapabilirsiniz.Bu damıtımda ilk gelen bir çay bardağı alkolü döküyoruz unutmayın.

Anasonlamadan sonra son damıtımıda yine yavaş ve kısık ateşte yapın baş ve kuyruk kısmını bir sonraki partiye ayırın , dinlenmeye rakıyı aynı kapta dinlendirin ben 10 litrelik pet su şişesinde dinlendiriyorum , 2 ,3 günde bir iyice çalkalayıp kapağını açıyorum havaladırıyorum bu özelikle büyük pet şişe tercih ediyorum ki şişenin içinde bol miktarda hava kalsın. Bu dinlendirme süreci rakının kokusunuda istenilen duruma getiriyor.Dinlendirme bittikten sonra şişelere koyabilirsiniz. Dinlendirme sırasında içine meşe cipsi atarsanız renk sarı oluyormuş altın serisi böyle yapılıyormuş ben denemedim.

“En önemli husus ise mutfağı bulduğun gibi bırak”

damıtma 1damıtma damıtma 3 damıtma 4

Bilginin Buluştuğu Adres